Okuma Alışkanlığı İçin Örnek Davranış Lazım
Çocuklarımıza kitap okumadıkları için kızarız. Boş boş işlerle uğraştıklarını düşünerek hatta bunu dile getirerek söyleniriz. Çocuk o sırada bize dönüp de “en son sen ne okudun bakalım?” dese hazır mısınız cevap vermeye? Bence çoğumuz değiliz.
Kitap okumak bir davranış biçimidir. Davranıştır yani .Öyleyse edinilir. Metroya, otobüse, trene, vapura biniyorsunuz değil mi? Etrafınıza bakın ve kaç kişinin kitap okuduğunu görün. Ben feribotla çok sık seyahat ediyorum. Hem de 2 saaat sürüyor bu yol. Kimsenin elinde tek kitap yok. Tek tük laptoplar var. Şimdi moda laptop. Çocuklar da bal yapmaz arı gibi aşağı yukarı koşturuyorlar, anneler de peşlerinden. Kimse ne kendini ne de çocuğunu meşgul ediyor. Oysa anne veya babanın elinde bir kitap olsa, çocuğun da kitabı olsa sakin olacak ortalık.
Nerden Öğrenecek Çocuklar?
Benden değil. Ben her eve yetişemem. Sizlerden öğrenecekler. Onlar daha okuma-yazma bilmeden ve küçücükken başlayacaksınız okumaya. Önce kocaman resimli olanlar. Ama “korkuşlu” olmamalılar. Kurtlu murtlu olursa genellikle o kitaplar “korkuşlu” olur ve rahat uyuyamazlar. Onlar yattığı zaman, yatağa yanına sokulup kitabı elinize almalısınız ve pazarlık etmelisiniz. “Bir tane okuyacağım ve sen uyuyacaksın” demelisiniz. Pazarlık etmezseniz ve bir tane okuyacağım demenize rağmen devam ederseniz okumaya, sonu gelmez. İki,üç gece sonra da pes edersiniz .Sıkıcıdır. Her gece 3-5 kitap okumak işin tadını kaçırır. Bazen sizden her gece aynı kitabı okumanızı isterler. Azcık akılları erip de ağızları da laf yapmaya başlayınca kendileri sanki okuma biliyormuş gibi, kitabı sayfa sayfa çevirip tıpkı sizin gibi ve sizin vurgularınızla okurlar. Eğer aynı kitabı okurken, satırlarda değişiklik yaparsanız hemen itiraz ederler. “Öyle değildi” derler. Onlara kitap okumak yeterli mi? Değil. Evde kütüphaneniz olmalı ve onun odasında da bir kitaplığı olmalı. Boyunun yetişeceği yükseklikte bir kitaplık olmalı. Okunan ve onun olan kitaplar orada durmalı. Canı istediği zaman okuyabilmeli. Resimlerine bakmalı. Herkesin özel eşyası ayrı. Bu yeterli mi? Değil.Siz de kitap okumalısınız.
“Hadi odana git de biraz oku!” dediğiniz zaman kitap okumak ceza olur. “Hadi gel kitap okuyalım” demek ise paylaşmaktır.
Kitap okumak edinilmiş bir davranıştır dedik ya, örnek lazım o zaman. Yani davranışa örnek lazım.Tabii ki en yakın örnek de en yakın kişiler: Anne ve baba. Şimdi tv ve bilgisayar da var ezber bozan. Kapatalım o zaman onları ve her gece bir saat birlikte sessiz saat yapıp kitap okuyalım. Belki sizin de hayatınız değişir, belli mi olur.
Ben 12 yaşımdayken kitap için ağladığımı biliyorum. Neden mi? Söyleyeyim. O zaman kitaplar şimdiki kadar çok değil. Basımları da çok değil. Ama ben tüm kitapları okuyamadan öleceğim diye ağlar ve gece gündüz kitap okurdum. Şimdi zaman iyice daraldı benim için. Deli gibi okuyorum gene. Genellikle 2-3 kitabı bir arada okuyorum. Çantamda hep bir kitabım vardır. Yani arkadaşlarımı çantamda taşırım ben.
Siz de lütfen hem sizin çantanıza hem de onun çantasına (tıpkı diş fırçası alışkanlığı gibi) her zaman bir kitap koyun. İşler kolaylaşacak.