ANNE BABA REHBERİ - GÜVEM TÜRE

"Hayır" Demek Neden Zor Gelir?

Hepimiz Aileyiz Kurumsal Icon hepimizaileyiz.com.tr
Yayın : 01.10.2012

Hayır Demek Neden Zor Gelir

Hayır demek neden bu kadar zordur? Reddedilme korkusu, sevilen kişiyi düş kırıklığına uğratmama, saldırgan biri olarak görülme gibi nedenlerle hayır diyemeyiz. Ancak HAYIR diyememe çok tehlikeli de olabilir. Ortaya yıkıcı sonuçlar da çıkabilir.

İşyerinde hayır demek, dostlara hayır demek, aşkta hayır demek, aile içinde hayır demek ve de günlük yaşamda hayır demek üzerine konuşulabilir. Ancak biz burada sadece aile içinde ve çocuklarımızla olan ilişkide H A Y I R demeyi tartışacağız.

Hayır demenin orta çıkardığı iki düşünce şekli vardır bizi etkileyen: a) Hayır deyince başkaları bizim için ne düşünür b) Hayır deyince biz neler hissederiz.

Birey Uyumlu Olmak Zorundadır...

Toplum ve eğitim hayır dememizi zorlaştırır. Toplum bizden itaat etmemizi ister ve söz dinleyen bireyler olmamız öngörülür. Eğitimde ise edilgen, disipline boyun eğen bireyler yetiştirilir. Bir araştırmada öğrencilere “Bir gemide 26 koyun ve 10 keçi var. Geminin kaptanı kaç yaşında? “diye sorulduğu zaman 97 çocuktan 76’sı toplayarak yanıt vermiş. Diğerleri yanıt vermemiş ama kimse de bu soru saçmadır diyememiş. Birey, uyumlu olmak zorundadır.Toplumsal anlaşma bunu gerektirir. Eğitim de bireyi topluma hazırlar.

Çocuklar Neden Kolay Hayır Derler?

Çünkü onlar karşı çıkarak varlıklarını ispat etmeye çalışırlar. Birey olmanın ilk işaretleridir hayır. H A Y I R diyerek kendilerinin de duygu ve fikirlerinin olduğunu kanıtlamaya çalışırlar. Hayır diyerek, hayata” E V E T ben de varım” derler. Biz büyükler ise hemen tedbirlerimizi alıp, onu ezeriz .Oysa çocuğun özgüven ve özerklik yolundaki ilk adımlarıdır bunlar. Tuvalet eğitiminde de anne-babanın başarısız olmalarının nedenlerinden biri de çocuğun kendisine ait olan bir şeyi, kendisi istemeden bizim alamayacağımızın bilincinde olmasıdır.

Masallar “Hayır” Diyenlerin Başına Gelen Kötülükleri Anlatır Ama...

Onlara anlattığımız masallarda da “HAYIR” diyenlerin başlarına neler geldiğini görürüz. Pinokyo babasının öğütlerine kulak asmaz ve haydutlar onu kaçırır. “Uyuyan Güzel” yasak yün iğnesine dokununca yüz yıllık uykuya yatar. “Kırmızı Başlıklı Kız” anne sözü dinlemeyince de kurt yer onu. Ancak Allah’tan masalların sonu iyi biter. Zira, amaç gözdağı vermektir. Çekilecek olan zorlukları anlatmaktır. Oysa “Pamuk Prenses” elmaya hayır deseydi iyi olurdu. Kül Kedisi üvey annesine hayır deseydi iyi olurdu. Şimdi çocuklar bu işin içinden nasıl çıkacaklar.... Bu çelişkiyi içlerine nasıl sindirecekler.........

Maceralarımız Hayatımızı Oluşturur

İşte tıpkı masalların da anlatmaya çalıştığı gibi bütün sorun HAYIR DİYEBİLMEK’le HAYIR DİYEMEMEK sarmalındadır. Masallar bize hayır dediğimiz zaman ortaya çıkan fırsatlar ve macera evreninin varlığının da ipuçlarını verir. Zira, hayat bir macera değildir. Maceralarımız hayattır.

Çocuklarımız için anne babaların şu sözleri söylediklerini sık duyarız.

•Ben çocuklarım için yaşıyorum.
•Ben çocuklarım için çalışıyorum.
•Benim çektiğim sıkıntıları o çekmesin
•Şimdi ben varken mutlu olsunlar da
•Hiç sıkıntıya gelemiyorlar.
•Ne isterlerse hemen olsun istiyorlar.
•Her istediğini yapıyoruz ama gene de huysuz, bilmem
•Böyle giderse ne olacak,her dediğini yapıyoruz oysa

Şimdi de bir örnek verelim ve daha sonra yukarıda seçtiğimiz cümleleri yorumlamaya çalışalım.

Emine ve annesi çarşıya çıkarlar ve Emine şeker diyerek tutturur. Anne önce aldırmaz. Feryatlar artınca “HAYIR!” der. Zamanı değil, şimdi paramız yok diye dağıtmaya çalışır ama Emine’nin sesi giderek artar. Etraftan bakmaya başlayanlar çoğalır. Toplumu da arkasına alan çocuk “artık seni sevmiyorum sen kötü annesin” diyerek öldürücü darbeyi vurur. Anne o sırada bakışların da etkisi ile kötü bir anne olmaya daha fazla dayanamaz ve bir kereden bir şey çıkmaz diyerek istenen ve uğrunda tepinilen şekeri alır.

Verilen örnekle anne veya babalar bir değil birçok kez karşılaşacaklardır. Sorun o şekeri almak değil “HAYIR” diyebilmektir. Başkalarının önünde tartışmamak için bu tür sorunları daha sokağa çıkmadan evde halletmemiz gerekmektedir. Fakat daha önce konuşulmasına rağmen olay çıkmışsa başkalarının görüşlerine yersiz bir önem yüklememeliyiz. Bırakalım etraf ne düşünürse düşünsün. Çocuğumuzla sakin bir yere çekilip daha önce konuştuklarımızı hatırlatmalıyız. Bir daha sefere şeker alınabileceğini ama şimdi bunun mümkün olmadığını açıkça anlaşılır bir dille ve kesin olarak ifade etmeliyiz.

Esas Mesele, Çocuklarımızı Hayatın Değil, Refahın Ortağı Yapabilmekte

Şimdi yukarıda sıraladığımız maddelere bakarsak sürekli evet demenin bizden ve çocuklarımızdan neler alıp götürdüğünü daha iyi görebiliriz. Sayın Erdal Atabek’in dediği gibi, “Çocuklarımızı hayatımızın değil, refahımızın ortağı yapıyoruz.” Yapılmaması gerekenleri yapıp, yapılması gerekenleri yapmıyoruz. Bunu yaparken de savunma silahlarımızı kuşanıp bin dereden su getiriyoruz.

Hayır demeyi bilmenin erdemini Marie Haddou’dan bir alıntı ile bitirmek istiyorum:

“Hayır deme cesaretini göstererek, yaşamınızda ve toplum içinde daha etkin ve aktif bir rol üstlenebilirsiniz. Kişiliğinizi kanıtlayın; sizi yutan ya da boğan değerleri, sizi insanlıktan uzaklaştıran konformizmi ve boyun eğmeyi reddedin. Birbirinizin kopyası olmayın. Çekinmeden, olumlu anlamda hayır demeye, donukluktan çok eyleme, edilgenlikten çok katılıma, tepkisizlikten çok anlaşmaya yönelin. Hayırı yeni bir serüvene atılmak için yaşayın. H A Y I R demeyi öğrendiğimiz için de zevkle ve gerçek bir inançla E V E T diyebilirsiniz.”

Konular :