“Hadi Ye” Demekten Bıkmadınız mı?
Beslenme hepimizin gündeminde. Sorular genellikle şöyle: “Sağlıklı besleniyor muyuz?”, ”Ay, çocuk çok şişman, sonra ne olacak?”, “Boy atınca geçer, yesin şimdi.”, “Senin doktorun neler verdi? Aaa biz hiç de öyle yemiyoruz.”
Siz kimsiniz ve de neden öyle yemiyorsunuz diye sorgulamayacağım. Neden çoğulsunuz onu dahi sormayacağım. Her şey değişti. Ama da her şey... Yeme dürtülerimiz bile değişti. Ben demedim. Öyle deniyor. Hani stres altında çok yeniyor ya... Hani fast- food lar hayatımızı, pardon beslenme düzenimizi alt üst etmiş ya... Peki, yeni doğmuş olan fast- food mu biliyor. Peki, yeni doğmuş olan sebze mi biliyor, yoksa et mi, yaksa kanatlı mı?.. Ne biliyor annesinin sütünden başka? Ama süt bitince devreye teknoloji giriyor. Tüm mamalar haydi miksere… Çocuk kolay yesin. Peki ama bu çocukların neden dişi çıkıyor? Diş ne işe yarar: Kesmeye ve parçalamaya. Kesip parçalamasına neden izin vermeyip de o dişlere de görevlerini unutturuyoruz.
Araştırmalar yetersiz ve dengesiz beslenen çocukların hem fizik hem de mental yönden geri olduklarını göstermiştir. Tüm sorun YETERSİZ kelimesinde odaklanmakta.
Yeterli ne? Yetersiz ne?
Çocukların beslenmesi anne karnında başlar. Annenin gebe kalmadan önceki beslenme durumu da bebeğin sağlığı için önemlidir. Daha sonra da, yani bebek doğduktan sonra da gelişim evrelerine göre beslenir. Ben o dönemler de ne yenir, ne yenmeze değil de davranışlara göz atalım istiyorum.
Çocuk okul öncesi dönemde seçicidir. Bunu bildiğinden yapmaz. Yani seçmek için seçmez. Hayatı denemenin bir parçasıdır bu... Keskin tat ve kokulardan hoşlanmaz. Aferin onlara... Uçlara gerek yok. Yemedikleri besinleri çiğ veririz ellerine. Havuç gibi,lahana gibi, karnabahar gibi, domates gibi... Neden olmasın. Daha da yararlı olur hatta. Her besini iştahla yemesini beklememeliyiz. Biz her besini iştahla mı yiyoruz sanki... Sofrada görerek öğrenecek ve alışacaktır zamanla.
Ben gene dönseydim çocukluğuma neye kızardım yemek konusunda biliyor musunuz?Hadilenmeye... Israra... “Hadi ye” demek “yeme”yi de çağrıştırır. Çocuklar da zaten benim gibi düşünüyorlar… Evde hiç yemediği bir yemeği yuvada yediğini gören anneler şaşırıyorlar. Şaşıracak bir durum yok. Bizde teşvik var, ısrar yok. Üstelik abur cubur da yok yuvada. Düzen var. Abur cubur ve ara öğün olmayınca da acıkıyor. Hem de herkesin yemek yediği bir zamanda o niye yemesin ki... Masadan yemekler kalkınca bir daha gelmeyeceğini biliyorsa, arkasından kimsenin tabakla koşmayacağını biliyorsa, açlığın yaman bir şey olduğunu biliyorsa YER!
Çocuklar hastalanınca anneler dertlenirler. Zannedilir ki iki gün yemeyince artık hiç iyileşmeyecek. Çocuklarımız iyileşirler ama huyları hastalanır onlar iyileşince. İştahları vardır ama buna ek olarak nazları da vardır. Çocuklarımıza hastalıkları sırasında sıvı gıdaları bol versek ve sağalmalarını beklesek hayatı hem onlar hem de kendimiz için kolaylaştırırız.
Çocuklarla asla ama asla yapmamamız gerek en önemli şey inatlaşmaktır. Onlar bizim kadar yorgun ve sinirli olmadıkları için hep kazanırlar ve tadını çıkarırlar.
Yemekte günlük yaşamdan söz ederek sofrada oturmayı keyifli bir hale getirebiliriz.
Görüldüğü gibi yemek yemek gayet keyif vericidir.
Hadi bir şeyler yiyelim ama sağlıklı olsun...
Ö N E R İ L E R:
*Çocuğunuzu eğitirken kendi çocukluğunuzu ve de o günkü taleplerinizi düşünün.
*Tabak elinizde ve de bir kaşık daha fazla yedirmek için arkasından koşuyorsanız, sizin ve çocuğunuzun ruh sağlığı tehlikede demektir.
*İki yaşından itibaren kendi yemeğini yemesine izin verin.
*Yemek yemenin eziyet olmadığını ona gösterin.
*Zorla yaptırılan hiçbir işin size keyif olarak döneceğini beklemeyin.
*Tabağına sizin değil, onun yiyebileceği kadar yemek koyun.
*Yemek yemenin doğal olduğunu düşünün ve de onunla ilgilenmeyin.
*Yemediği bir veya birkaç öğünde çocuğunuzun hemen aç kaldığını ve de hastalanabileceğini düşünmeyin. Bu sadece sizin takıntınızdır.
*Yemek yememesi konusundaki kaygılarınızın marazi bir hal almasından kaçının.
*Yemeklerin aile ortamında olmasına özen gösterin.
*Rüşvet teklif etmeyin.
*Televizyon karşısında yemek yedirmeyin.
*Yemek sırasında oluşabilecek inatlardan kaçının ve olay çıkarmamaya çalışın.
*Yemek seçiyorsa nedenlerini araştırın ve de çocuğunuzun sizden öğrendiğini unutmayın.
*Tek öğünle beslemek, tek yemekle beslemek, sofra düzeni kurmamak, sofraya oturtmamak yemek de seçici olmasına neden olabilir.
*Yemek aralarında verilen abur cuburları kesmediğiniz takdirde yakınmaya hakkınız olmadığını bilin.
*SAKİN OLUN!