Bir Çocuğun Tatili Nasıl Olmalı?
Ekşi sözlüğün yazdığına göre tatil:
1-Ortalama bir öğrenciyi yatar durumdan 45 derece dik konuma getirmenin en kolay yoludur.
2-İnsanların daha sıcak yerlere göç etmesidir.
3-Öğrencinin bitmemesini istediği zaman dilimidir.
4-Dinlenmek ve eğlenmekle ve de asla çalışmamakla geçirilen süredir.
İşte tatil bu!
Çalışmadan durulan zaman ve yer..
İnsanın canı ne isterse yapabileceği sanılan durum.
Öğrenciler için nasıl olacak tatil? Aslında tüm medya öğrencilerin arkasında veya tam da yanında durup ellerini de tutuyor. Gazetelerin manşetleri veya dergilerde yazılanlar hep “aman ne olur çocuklarınızı üzmeyin”…… “Çocuklarınızın başarısız olduğu dersler için onları anlamaya çalışın”… Tamam bunu yapalım da, anne ve babalar ne yapsın peki? Onları kim anlasın? Başarısız olunmuş, bir sene itişilip, kakışılmış ve de öğrenci yapması gerekeni yapmamış ve de başarısız olmuş… Hadi tatile!!!… Başarı sağlayamamış çocuğumuzu denize sokmayalım,onu bisiklete bindirmeyelim, onu eve hapsedelim, bilgisayarına el koyalım, demiyorum. Kısaca sizlerin aklınızdan geçen her şeyi yapmak çözüm mü? Değil.
Cezalandırmak Yerine Çocuğunuzun Başarısızlığının Nedenlerini Bulmaya Çalışın
Başarısızlık karşısında birlikte düşünmek gerek. Öğrenci, okula Afrika’nın bir ülkesinden gidip gelmedi. Sizin de yaşadığınız bir evden gidip geldi. Tüm yıl içinde derslerini kontrol edemedinizse, öğretmenleri ile görüşemedinizse, bilgisayar ve TV başından kaldıramadınızsa, başarısız olmalarına neden olan sorunlara çözüm bulunamadıysa, bence sizlerde anne ve baba olarak ne denize girin ne de bisiklete binin. Yazlığınız varsa, bu yıl onu da kiraya verin. Ceza ise bu hep birlikte çekilecek. Yoksa bu öyle gazete ve dergi önermeleriyle çocuğu hoş görerek başarılabilecek bir iş değil. Bütün bunları söyledikten sonra susmam lazım değil mi? Yok öyle .Ben de başarısız çocuklar için iki satır yazmalıyım.
Aldığınız Kararları Hamurabi Kanunları Gibi Bir Kağıda Yazdırın
Bence başarısız öğrenci yoktur. İyi mi? Sadece bazı derslerden hoşlanmayan, bazı dersleri kolay öğrenemeyen öğrenciler vardır. Bunun nedeni bilinirse sorun kalmaz. Karneler alındığı zaman hiç kızmamak gerek. Hatta hiçbir yorumda bulunmamak gerek. Sizin kızmanızı bekleyen çocuğunuza hiç ama hiçbir şey dememeniz onu nasıl da huzursuz eder düşünsenize. Ama aradan kısa bir süre geçince,herkes sakinleşince,oturup konuşmalısınız. İsterseniz söze “Neden böyle yaptın, nedir bu?” diye başlamayın da, “galiba iyi bir iş çıkarmadık bu yıl, ben senin için ne yapabilirim?
Sonuçları Sizi Şaşırtacak Bir Yöntem;Mutlaka Deneyin
Gelecek yıl için birlikte bir plan yapalım, ben de üzerime düşenleri yapayım…” derseniz, inanın ki öğrenci çocuğunuzun saptadığı ilkeler ve alınacak tedbirler sizi de şaşırtacak. Birlikte alınacak kararlar her zaman daha uygulanabilir kararlardır.Sözle alınan bu kararların sözlü olarak kalakalmaması için yazıya dökmek gerek. Çocuğunuzun önüne bir kağıt ve kalem koyun. Alınan kararları Hamurabi kanunları gibi geleceğe taşımak üzere bu kağıdın üzerine yazdırın. İnsan kendisi yazınca daha iyi öğrenir. Aklında kalır. Yaz planlarını da yazdırmalısınız. Neler yapılacak, zaman nasıl değerlendirilecek? Örneğin bilgisayar başında hangi saatler arasında kalınacak ve ne süre ile olacak bu. Yazılan bu metinleri, lütfen onun odasına asın. Sonuçları sizi şaşırtacak kadar iyi olacak. Ben biliyorum.
Bakın Bu Süreçte Neler Öğrenildi:
a) Öğrenci çocuğunuz bunu yaparak,sizinle sakin bir iletişim kurmuş oldu.
b) Sizin kendisinden vazgeçmediğinizi gördü.
c) Tüm yazının zehir olmayacağını bildi.
d) Zamanını planladı.
e) Sizinle iş birliği yaptığı zaman işlerin o kadar da kötü olmadığını fark etti.
f) Bazen işlerin istediği gibi olamayacağını ama bunun da dünyanın sonunun olmadığını yaşadı.
g) Zamanının sorumluluğunu aldı.
h) Bu sorumlulukta ona güvendiğinize inandı...
En önemlisi de sizin sevgili çocuğunuz olduğunu, sizi üzdüğü zaman üzüldüğünü fark etti...
Aldığınız Kararları Ağaçkakan Gibi Çocuğunuza Tekrarlamayın
Yukarıdaki satırlarda nelerin öğrenilmiş olacağını sıralarken abarttığımı zannetmiyorum. Bütün bunları yaptıktan sonra size düşen bir iş daha var ki o da en ama en zoru. "SABIRLI OLMAK." Tüm bu yazılanları, alınan kararları sürekli olarak ağaçkakan gibi tekrarlarsanız olmaz. Yani çocukcuğunuzu zımbalamayın. Bu programın arada bir dışına çıkıldığı zaman ince ayarlar vermek yeterli olacaktır. Aynı yöntemi gelecek okul döneminde okullar açılmadan da yapmanızı öneriyorum. Saatlerle, zamanını kendisi planlamalı ki uyması da kolay olsun.
Bu yazı tatil yazısı olduğu için kısa olmak zorunda, bitiyor zaten ama sizden minik ricalarım var:
1-Lütfen ne olur, seyahatlerinizde çocuklarınızı yanınızdan ayırmayın.
2-Çocuklarınız oynarken, oyunun tam ortasında avaz avaz bağırarak onu yanınıza çağırmayın.
3- Lütfen ne olur, gittiğiniz lokantalarda oturarak yemek yemelerini sağlayın. Masa aralarında koşmak ve oyun oynamak ortama uygun bir davranış değildir. Bunun için oyun alanları vardır.
4-Birlikte gezmeler, onlarla zaman geçirmek içindir. Onlara ayırdığınız zamandır, onlarla çıkılan tatiller. Yok eğer siz de başınızı dinlemek istiyorsanız, anneannelerin-babaannelerin bu günler için olduğunu hatırlayın.
Hepinize en çok da çocuklarınıza iyi tatiller diliyorum.
(Çocuğum ve Ben Dergisi'nden)