ÖZEL RÖPORTAJLAR

Aile Dizimi: Atalarınızdan Size Miras, Ne Kaldı? Mal Mülk Mü Yoksa Beddua, Ah Mı?

Cansu Buldu ÇAN Cansu Buldu ÇAN
Yayın : 28.04.2012 - Güncelleme : 04.08.2022

Şu aralar dijital yayın platformunda yayınlanan "Zeytin Ağacı" dizisinde işlenen aile dizimi psikoterapi yöntemi giderek merak konusu olmaya başladı. Konu bize on yıl evvel "Atalarımızın Gölgesiden Aydınlığa" adlı kitabın yazarı Kökcanlandırma Sunum Yöneticisi Vildan Çolak ilgili yaptığımız röportajı hatırlattı.

Aile Dizimi Atalarınızdan Size Kalan Miras

Bu konuya merak etmiş, araştırmış üzerine kitap yazmış, Astroloji ve Kişisel Gelişim Danışmanı, Kökcanlandırma Sunum Yöneticisi Vildan Çolak ile sunumlarındaki deneyimleri, bilgileri anlattığı "Atalarımızın Gölgesinden Aydınlığa" adlı kitap ile ilgili yaptığımız röportajda aile dizimi ile ilgili merak ettiğiniz soruların yanıtını bulabilirsiniz.

Aile dizimi ifadesi yerine Vildan Hanım bunu kökcanlandırma olarak tanımlıyor. Kişilerin atalarından gelen bu mirasları ortaya çıkarmayı ve şifalandırmayı sağlayan Kökcanlandırma Sunum Yöntemi ile atalarımızdan kalan bedduaların, lanetlerin, büyülerin, veballerin hatta negatif varlıkların miras kalıp kalmadığının anlaşıldığını söylüyor. 

Aile Aile Dizimi Atalarınızdan Size Kalan Miras

Astroloji ve Kişisel Gelişim Danışmanı, Kökcanlandırma Sunum Yöneticisi Vildan Çolak

Bazen belli olayları defalarca yaşadığımızı ve kendimizi sürekli olarak tekrarlanan senaryoların içinde bulduğumuzu gözlemleriz; sık sık bu kısır döngüden kurtulmak için de çabalarız. Fakat ne yapsak dilediklerimize kavuşamayız, ulaşamayız. Ruhumuzun o anlamsız sıkıntısını dindiremeyiz. ‘Alo evren artık duy beni’ dememiz de çoğu zaman kafi gelmez.

Peki ama başınıza gelen aksiliklerin nedeninin, içinizdeki anlamsız sıkıntıların atalarınızdan kalan bir miras olabileceğini hiç düşündünüz mü? 

Kökcanlandırma yönteminin ayrıntılarını öğrenmek için tabii kitabı okumanızı tavsiye ederiz. 

 

Aile Dizimi Atalarınızdan Size Kalan Miras

Vildan Çolak, Kökcanlandırma Sunum Yöntemi’ni, bu sunumlarda edindiği deneyimleri, bilgileri, sade bir dille kaleme aldığı ilk kitabı “Ataların Gölgesinden Aydınlığa

“Kökcanlandırmak Sunum Yöntemi” sizin isim verdiğiniz ve oluşturduğunuz bir çalışma. Biraz açar mısınız bu konuyu. Nedir kökcanlandırma sunumları? Kimler bu çalışmaya dahil olabilir? Bugüne kadar bu çalışmalara katılanlarla ne gibi yol kat edilebildiler? İnsana sağladığı faydalar nelerdir? Kökcanlandırmak Sunum Yöntemi nelere, kimlere şifa oluyor?

Kökcanlandırmak sunumları kısaca kişiye etki eden etkenleri canlandırılarak ortaya çıkartan bir yöntemdir. Bu çalışmaya herkes dahil olabilir. Kişinin yaşamını ve yaşam enerjisini etkileyen ah-beddua-lanet- negatif varlıklar- programlanmış enerjiler-ataların sıkıntıda olan canları gibi durumları ortaya çıkartır ve şifalandırır. Bunun yanında hastalıkların genetik hikâyeleri, herhangi bir mekanın enerjisini temizlemek, kayıp kişilerin durumları üzerine de sunumlar açılmaktadır. 

   

Aile Dizimi Atalarınızdan Size Kalan Miras

Vildan Çolak Yönetimindeki Kökcanlandırma Sunumundan 

Sunumların sonunda durum yani hikaye ortaya çıkarılıp şifalandırıldığından dolayı kişinin enerjisi artar. Fakat kişilerin düşüncelerine, değer ve inançlarına, yaşanmışlıklarının oluşturduğu anılara, kişilerin etrafındaki insanların düşüncelerine herhangi bir etki edilmez. Bu nedenle Kökcanlandırmak sunumları kişilerin yaşamlarının iyileştirmekte destekleyicidir, ama kişilere büyüsel bir etkiyle sevgili, eş, iş, para gibi olanaklar sunmaz. Kilolu bir kişinin kilosunun arkasındaki hikâyeyi ortaya çıkartır, ama kişiyi zayıflatmaz. Zayıflamak için yaptığı girişimlerde destekleyicidir. Hastalıkları iyileştirmez, ama genetik hikâyeyi şifalandırdığı için hastalığın iyileşmesine destek verir.

Kökcanlandırma Sunum Yöntemi'yle “İç dengemi bozan duygusal varlıkların sayıları çok azaldı. Temizlikler sonunda duygusal gerginliklerimin yok olmuş oldu” diyorsunuz. İnsanın iç dengesini bozan duygusal varlıklar neler?


Sunumlarda çok yoğun duyguların negatif varlık gibi form aldıkları ve kişinin alanından beslendiklerini deneyimledik. Bu nedenle yoğun, coşkulu duygularımızı duygu varlıkları olarak ele alıyorum. Korkularımız, öfkelerimiz, kızgınlıklarımız, üzüntülerimiz gölge alanlarımızda yaşayan duygu varlıklarımızdır.

Hatta bu varlıklar canlı özelliği gösterirler. Yani doğmak, büyümek, beslenmek, birleşmek, üremek gibi canlılara ait özelliklere sahiptirler. Eğer bir duygu varlığımız bedenimizden beslenmek istediğinde algılarımızı etkileyerek onun istediği gibi düşünmemizi sağlar. Kısaca bizi duygulandıran olaylar, düşünceler değil, duygu varlıklarımızın gelişmişliği ve beslenme ihtiyacıdır. Bu nedenle kişinin öncelikle kendi gölge alanının varlıklarıyla baş etmeyi sağlayacak yöntemleri öğrenmesi, yöntemde uzmanlaşması önemlidir.

İçsel temizliğimi yıllardır yapmaktayım. İlk başlarda duygularımın bir gün rahatlayıp rahatlayamayacağını merak ediyordum. Fakat çalışmalarımın sonunda rahatlayabileceğini öğrendim. Bu hiç duygu üretmeyeceğiz anlamına gelmemelidir. Ancak duyguları denetlemekte uzmanlaşmak anlamına gelmektedir.

İçimizdeki sıkıntıların, yaşadığımız aksiliklerin, depresif ruh halimizin, kimi zaman stresimizin, işlerimizin hep ters gitmesinin sebebi mutlaka atalarımızdan kalma bir miras nedeniyle midir? 

Mutlaka demek sınırlamak olur. Genellikle kelimesini kullanmayı tercih ederim. Tümüyle morfogenetik alana bağlı olduğumuz için duygu ve düşüncelerimizle titreşerek ailemorfogenetik alanından benzer şablonları yaşamımıza çekmekteyiz. Bu nedenle neyi düşüneceğimiz noktasında bir yere kadar özgürüz ama o düşüncelerin hizmet ettiği şablonlar atalardan mirastır. Bu miras bedel ödemek şeklinde de olabilir.

Tabii ki sadece bize etki eden etkenler ata mirasları değildir. Ama görülmeyen etken oldukları için, yani kişinin yaşamında yaşanmadığından dolayı ele alınıp yeniden anlamlandırılamadığından dolayı etkileri büyüktür. Çalışmalarım göstermiştir ki herhangi bir durumun şifalandırılmasına öncelikle kökler olarak adlandırdığımız bu alandan başlamak gerekir.

Aile Dizimi Atalarınızdan Size Kalan Miras
Vildan Çolak Yönetimindeki Kökcanlandırma Sunumundan

Aynı zamanda bir matematik öğretmeni olarak neden kökcanlandırmak diye bir yöntem bulma ihtiyacı hissettiniz? Ne gibi faydalarını gördüğünüz? Hayatınızda ne gibi farklar yarattı? 

Bu uzun bir hikayedir. “Ataların Gölgesinden Aydınlığa” kitabımda kendi içsel yolculuğumu da anlattım. Tek amacım kendi içsel huzuruma ulaşmak ve yaşamı daha bir anlamlandırmaktı. Birçok yöntem denedim. NLP eğitmeni oldum. Fakat bu yöntemler uygulandıkları alanlara etki etse de tam bir çözümlenme yaratmıyordu.

Bu nedenle bu yöntem ortaya çıktı. Kendi hayatımda yaşamı daha iyi anlamlandırmak, yaşamın düzenlerini daha iyi görmek, hissetmek açısından bu yöntem bana ve katılımcılara çok fayda sağlamıştır.

Fakat kendi içsel yolculuğumda sadece Kökcanlandırmak sunum yöntemini uygulamıyorum. Hiçbir zaman bir yöntem bizim kompleks sistemimizi düzenlemek için yeterli değildir. Kendi özel yaşamımda kökcanlandırmak sunum yöntemini sorunumun hikayesini görmem ve izleyeceğim yolu kolay anlamam, takip edebilmem açısından uygulamaktayım.

Ayrıca insanların davranışlarına tepki gösterip onları kimlik açısından yargılamamayı da kökcanlandırmak yöntemiyle daha iyi öğrenmiş bulunmaktayız. Her insan yaşamın ağır yüklerini bir şekilde taşımaktadır.

Bu nedenle onları yüreklerimizle yargılamaktan uzak durmamız; ama bahsettiğim gibi davranışlara sadece tepki vermemiz gerekir. Bu sunumların bana kazandırdığı o kadar çok şey var ki, ancak bir iki noktaya değinebildim. 

İlk kitabınız “Ataların Gölgesinden Aydınlığa”yı yazmaktaki amacınız neydi? Özellikle kimler bu kitabı okumalı? 

Kitabımı yazma amacım, birçok hedefi kapsamaktadır. Bu amaçların içinde öncelikle dikkati morfogenetik alanlara çekmek oldu. Birçok kişi onlara atalarımızın veballerini alıyoruz diye söylediğimde, bana verdikleri tepki “onlar bizden çok farklı kişiler, neden onların yaşanmışlıklarında etkilenelim, veballerini alalım” olmuştur.

Fakat uyguladığım yöntem bu veballerden nasıl etkilendiğimizi devamlı bizlere gösterdiği için, neden veballeri aldığımızı bir kitap yazarak açıklamak istedim. Sadece veballeri değil, onların ölümleri sırasında yaşadıkları sıkıntılarda bize miras kalmaktadır.

Aslında her hafta sunum açıp ölen insanların çektikleri sıkıntıları gördükçe ve bu sıkıntıların torunların yüreklerinde hissedildiğine şahit oldukça bu önemli noktanın bilinmesi gerektiğine inandım. Kısacası ben ölüp arada kalanlara hizmet etmek, onlar için bir şey yapmak istedim.

Bu topraklarda katledilen birçok insan var. Sunumlarım bize katledilen insanların acılar içinde hala enerji düzeyinde yaşadığını göstermiştir. Onları tek rahatlatacak olanlar ise torunlardır. Torunların bu konuda hassas olup atalarına dua etmeleri önemlidir.

Ayrıca uyguladığım yöntemi insanlara anlatmakta zorlanıyordum. Yöntemi detaylı bir şekilde kitabımda açıkladım. Böylelikle neden yönteme güvendiğimi belirtmiş oldum. Bu kitabı herkes okumalı. Çünkü herkes ailemorfogenetik alanına bağlı ve atalarının yaşanmışlıklarından etkileniyor. Yani herkesi ilgilendiriyor.

“Atadan miras kalan suçlardan 'kökcanlandırmak' yöntemiyle kurtulmak mümkün”  diyorsunuz. Atalarımızdan bize hep olumsuz miraslar mı kalır? Kişi bunu nasıl anlayabilir? 

Kökcanlandırmak sunum yöntemiyle ortaya çıkan hikaye şifalandırılıyor. Fakat diyelim ki kişinin üzerindeki genetikten miras kalmış bir laneti temizledim diyelim. Kişi benden sonra herhangi bir kutsal mekana saygısızca bir davranışta bulunursa, doğaya zarar verirse tekrardan lanetlenir.

Bu lanetlenme bu sefer genetiğinden miras kalmamış, kişinin düşünce ve eylemleriyle kendisinin üzerine çektiği bir lanet olur. Bu sefer kişi lanetini gelecek nesillerine miras olarak kendisi bırakmış olur. 

Aile Dizimi Atalarınızdan Size Kalan Miras
Vildan Çolak Yönetimindeki Kökcanlandırma Sunumundan

Tabii ki atalarımızdan daima negatif özellikleri miras olarak almıyoruz. Onların yeteneklerini, mesela şarkı söylemek, ticaret yapmak, resim çizmek gibi yeteneklerini de onlardan miras olarak alıyoruz.

Ayrıca sunumlarda ailedeki bilge, evliya, aziz, şifacı gibi özel yetenekleri olan atalarda çıkmaktadır. Onların enerjileri de ve hatta bilgileri de miras olarak toruna geçmektedir. Hatta sunumlarda ataların yaptıkları iyiliklerin de torunları koruduğunu gördük. Bu nedenle iyilik yapmanın önemini daha iyi kavradık.

Bu şifalandırma çalışmaları sırasında ilginç bir hikayeye rastladınız mı? Bizimle paylaşır mısınız? 

Madem lanetten bahsettik, açtığım yeni bir sunumdan size bahsedeyim. Antalya'dan bir kadın beni aradı. Kişilerden sunum öncesinde bilgi almam. Sunum açmam için de kişiyi tanımam veya kişinin sunumda olması gerekmiyor.

Sunumunu açtığımda durumunu çok kötü gördüm. Üzerinde üç tane lanet vardı. Lanetlerden biri gücü ve enerjisi olan bir lahit mezarın açılması, diğeri ise bir mezarlığın saygısızca yıkılması, bir diğeri de öldürülen insanlardan dolayı olduğunu çözdük. Gereken yapıldı.

Sunum sonrasında durumu anlattığımda, kişi Antalya’nın yerlisi olduğunu ve atalarının o yörede zamanında çok kişiyi öldürmüş olduklarını ve o yörede eski defin yerlerinin bol olduğundan dolayı lanetlenmiş olabileceğini söyledi. Kendisi üzerindeki ağırlıktan dolayı bir defa intihar girişiminde bulunmuş. Yaşamında daima aksilikler meydana geliyormuş.

Bir röportajınızda, atalarımız için sık sık dua etmemiz gerektiğini söylüyorsunuz. Niçin? Peki nasıl dualar etmeliyiz? Dua ederken nelere dikkat etmeliyiz?


Daha önce bahsettiğim gibi sunumlarda kişilere etki eden sıkıntıların ölüm sırasında sıkıntı duyan atalarından veya atalarının öldürdüğü kişilerden kaynaklandığını gördük. Tabi ki sıkıntıların tüm nedenleri bunlar değildir. Bu nedenle ölenlerin görülüp, rahatlatılması önemlidir.

Sunumlarda atalarına, yani ölenlerine devamlı dua edenlerin alanlarının rahat olduğunu, sadece yaşanmışlıklarının psikolojik etkilerini olduğunu gördük. Mesela çocukluğunda özgürce oynamamanın getirdiği eksiklik veya anne sevgi, şefkatinden yoksun olmanın verdiği üzüntü ve eksiklik gibi tamamıyla psikolojik etkiler çıkabiliyor.

Duanın nasıl yapıldığı önemli değildir. Önemli olan hangi yoldan dua edilirse edilsin, yürekten edilmesidir. Sunumlarda yürekten edilmeyen sözlerin, yakarışların hiçbir etkisinin olmadığını gördük. Bu nedenle dudaktan değil, yürekten dua etmemiz gerekir.

Sözler, yakarışlar, dini dualar kişilerin inançları doğrultusunda olmalıdır. Her dini inanış nasıl dua edeceğini öğretir. Dini inanışı olmayan insanlar ise sevgi üretecek bir yüreğe sahip oldukları için bu yürekle atalarına yönelmelidirler. Dediğim gibi, burada yüreğimizde sevgiyi hissederek atalarımıza yönelmemizin işe yaradığını gördük. 

Kitabınızın devamı olacak mı? 

Kitabımın devamı olacak. Çünkü anlatacak çok şey var. Ölüp arada kalan canlarla ilgili daha anlatacağım çok şey var.  Zaten kitabımda bahsettiğim gibi, birinci kitabımı yazarken o kadar çok şey yazmışım ki, neredeyse diğer kitaplarımda yazılmış bir durumda. Sadece yazılanları toparlamam gerekmektedir.  

Kendi içsel huzurunuza ulaşmak ve yaşamını yeniden anlamlandırmak isteyenlerin mutlaka okuması gereken bir kitap.

Dikkat: Tüm hakları saklıdır. İzinsiz ve kaynak gösterilmeden kopyalanamaz, hiçbir şekilde kullanılamaz.

Konular :

Aile Dizimi, Kökcanlandırmak, Vildan Çolak, Zeytin Ağacı