ERGENLİK DÖNEMİ

Ergenlik Dönemindeki Gençlerin Dünyasını Anlamanın İpuçları

Aysegul Baran Ayşegül BAŞARAN
Yayın : 06.05.2012 - Güncelleme : 21.09.2024

Uzmanlar 0-3 yaş ve ergenlik dönemini ‘insan hayatında gelişimin hızlı olduğu iki dönem’ olarak belirtiyor. Uzmanlar, ergenliğin evrelerinden bahsederek korumacı ve fazla verici davranan ailelerin çocuklarının çocuk kalmak istediklerini söylüyor. Bu bireyler böyle bir çelişki içerisinde, çocukluk duygularından vazgeçemiyor. Böylece hiç büyümeyen yetişkin görünümlü çocuklar ortaya çıkıyor. Bu duruma ‘Peter Pan Sendromu’ deniyor.”

"Sorumluluk ve özgürlük dengesiyle aile ve çocuğun ergenlik dönemini uyumlu bir şekilde yaşayabilir. Unutulmaması gereken hatta sıklıkla hatırlanması gereken bir şey vardır ki, ergen “hem küçük hem büyük değildir”, o ne küçük ne büyüktür, o ergendir” diyen AGAPE Danışmanlık Merkezi’nden Klinik Psikolog Oktay Şılar yetişkinliğe zorlu ilk adım olan ergenlik ile ilgili anne babalara bakın hangi önerilerde bulunuyor.

Ergenlik Dönemindeki Gençlerin  Dünyasını Anlamanın İpuçları

Ergenlik dönemindeki saygısız davranışlarla başa çıkma: İletişim, ilişkiler ve disiplin  

Ergen Çocuğu Olan Ailelere Öneriler 

1. Ergenin En Temel Sıkıntısı: Kimlik ve Rol Karmaşası 

“Artık büyüdün bunları kendi başına halletmen gerekir”, “Daha dur bakalım henüz küçüksün...."

Bu iki cümle ergenlik döneminde çocukları olan ebeveynlerin en sık kullanmak zorunda kaldıkları cümleler diye düşünüyoruz. Aynı zamanda ergen gençlerin de en çok şikayet ettikleri cümleler bunlar. Onlar da “bize hem kocaman olun diyorlar hem de çocukmuşuz gibi davranıyorlar” diye düşüncelerini dile getiriyorlar. Ergenlik dönemindeki gençlerin dünyalarında fiziksel, duygusal ve zihinsel birçok değişim olur ve yukarıdaki ergenin sıkıntısındaki en temel duruma işaret eder: Kimlik ve rol karmaşası. 

Çeşitli kuramsal yaklaşımlar var, bunlardan birisine göre ergenlik çocuğun hayatındaki ikinci ayrılma-bireyselleşme dönemidir. Bir başka teorik yaklaşıma göre ergenlik “normatif kriz” dönemidir. Ergen geçmiş yaşam deneyimlerini bütünleştirme, ben kimim? Sorusuna yanıt arama, sağlam bir kimlik ve kişilik duygusuna ulaşma çabası içindedir. Bu kriz içerisinde kişiliğini yapılandıran ergen, belli bir bütünlüğe ulaştığında kimliğini kazanır. 

Kendisi, ilişkileri ve yaşam biçimi gibi konularda çözümsüz ve ilgisiz oluş ise ergenin kimlik karmaşasının belirtisidir. Ergen kendisinin nasıl bir insan olduğuna ilişkin kuramlar geliştirir ve bunları dener, değiştirir, böylece kendisine bakışında giderek bir bütünlük ve süreklilik kazanır.

Sinirli Ergene Nasıl Yaklaşılmalı? 

2. Ergen Kendi Dünyasını Kendisi İnşa Eder

Ergen her şeyden önce duygu insanıdır. Daha küçük yaşların dünyayı saf ve basit algılayışından kopmuş, ancak yetişkinlerin dünyayı, kuralları algılayışına ulaşmamıştır. Bu nedenle ergene verilen yaşam dersleri dinlenir ancak pek uygulama alanı bulamaz. Çünkü ergen kendisi için bir kural yapıcıdır ve bir dünya inşa etmekle meşguldür. Öfke, hüzün, korku ve akran dayanışması onun dünyasının temel bileşenleridir. Ailenin bu güne kadar sarıp kuşattığı kozadan çıkmaya, dışarıdaki dünyaya ve kendisindeki değişimlere odaklanmıştır.

Ergenlik Dönemindeki Gençleri Anlamanın Yolları 

3. Ergenin En İyi Dostu Akranlarıdır

Ailenin ortak beninden kendini ayrıştırmaya çalışan ergenin yaşadığı en değerli duygu, yetişkinlere pek göstermeseler de korkudur. Bir şekilde bir limandan denize doğru açılmaktadırlar ancak denizin içeriği, yolcu rotası, yanlarına alınması gereken ihtiyaç malzemeleri konusunda pek bir fikirleri yoktur. Fakat denizin çağrısı o kadar güçlüdür ki, ergen korkusuna rağmen yola çıkar.

Öfkesi ise tüm bunları göze almış ve bunlarla boğuşan bir insanın anlaşılmayışının öfkesidir, hüznü ise o limana hiçbir zaman aynı kişi olarak dönmeyeceğini ve bunun için yapılacak bir şey olmadığını bilmesindendir. Akranları bu yolculukta en önemli müttefiklerdir çünkü, yolda onun konumunda olan, onun duygularını anlayabilen sadece onlardır. Yetişkinlerin bazıları ise kendi eğitim koşulları nedeni ile kimi zaman bu yolculuklarını hatırlamamaktadır. Ya da onlar yerine birisi bu yolculuğun kaderini çizmiştir.

Hata Yapan Ergene Nasıl Yaklaşılmalı?

4. Gençlerle İlişki Kurarken Nelere Özen Göstermemiz Gerekir?

• Ergenin fiziksel değişimleri ciddi düzeydedir ve bu süreçleri anlaması açısından ebeveynlerinin desteği çok değerlidir. Ergen bu konularda ağırlıkla arkadaşlarından bilgilenir ancak arkadaşlarının bilgisi de kendi deneyimsizliği kadar olduğundan yanlış ve tutucu bilgiler alabilir. Bu nedenle ergenin cinsel eğitimi önemli bir konudur. Ebeveynler bu konuda, bunu ergenle kimin nasıl paylaşacağını planladıktan sonra mutlaka devreye girmelidir. 

• Ergen ile yaşanan çatışmalar ebeveynleri ürkütebilir, kızdırabilir, bazen çocuğunu hiç tanıyamıyormuş gibi algılanabilir. Unutmayın ki ergen de bunları yaşamaktadır ve o bizim geçtiğimiz yoldan henüz geçmemiştir. Bu nedenle ne kadar zorlanırsak zorlanalım ilişki ve iletişimden vazgeçmemiz gerekir. Ebeveynin görevi çocuğunu evden ayrılacağı zaman için en iyi şekilde hazırlamak ve desteğini hissettirmektir. Yuvası ve ailesi genç için her zaman güvenli bir üs olmalıdır, oradan çıksa, yer yer uzaklaşsa bile oradaki insanların onun en değerli müttefikleri olduğu duygusu hep onunla beraber olmalıdır. 

Ergenlik Dönemindeki Gençlerin Dünyasını Anlamanın İpuçları

Saygısızlık, ergenlik dönemindeki gelişimin yaygın bir parçasıdır; ancak tüm ergenler kaba veya saygısız değildir.

• Ergenin özel hayatına saygı değerli bir tutumdur. Ergen kendi serüveni için genellikle notlar alır, günlük tutar, içsel dünyasını yazılı metinlere dönüştürür. Bazen o günlük onun en değerli dostu olur. Tüm düşünce ve duygularını en yalın haliyle oraya aktarır ve bizim de onun bu mahremiyetine özen göstermemiz gerekir. Nasıl ki bizim kimliğimize, kişiliğimize ve mahremiyetimize bir değer gösterilmesini, onaylanmasını istiyorsak ergene de o şekilde davranmalıyız. 

• Birçok durumdaki duygu ve davranışlarımızın nedenlerini kestirsek de bunu her zaman bilemeyiz. Algılarımızı, bir çok ihtiyaç, değer, tutum, bilinçdışı istek ve çatışmalar, eksikliklerimiz, umutlarımız, özlemlerimiz belirleyebilir. Ergen ile ilişkide bu özellikle önemlidir. Hepimizin hayatında “Yarım Kalmış Proje”ler vardır. Yaşamda olmak ya da yapmak istediğimiz bir çok şeyi çocuklarımıza yansıtır ve onlardan bekleyebiliriz.

Ancak çocuğun isteğinin bunlar olup olmadığı, varlığının ve potansiyellerinin bu tasarılara uygun olup olmadığı çok önemlidir, ve hepimiz şu soruyu mutlaka düşünmeliyiz, “ben çocuğumda hangi tamamlanmamış işlerimi tamamlıyorum?”. Bu sorunun yanıtı sizi çok farklı yerlere götürebilir.

Ergenlik Çağındaki Tutumlarla Nasıl Başa Çıkılır? : Ebeveynler İçin İpuçları 

 • Kimi zaman gençlerin üzerinde etkili olabilen kimi düşünce akımları ile tanışıyoruz ve bazen bunlar istenmeyen çok kötü sonuçlar doğurabiliyor. Basının da etkisi ile ve yanlış bir tutumla bu düşünce akımlarını günah keçisi ilan ediyor ve genellikle polisiye tedbirlerle bu olayları engellemeye çalışıyoruz. (Örneğin; satanizm düşüncesi). Ancak bir yandan da çocuklarımızı nasıl olup da bu kadar bunaltabildiğimiz bu kadar yabancılaştırabildiğimiz sorusunu es geçiyoruz. Sınav cenderesi içinde koşuşturan, nefes alamayan çocuklarımız için ne yapmaktayız.

Başarı tanımımız sadece iyi okul kazanmaktan mı geçiyor? Yoksa yaşamda başarılı olmak başka bir şey mi? Bu telaş içinde ebeveynlerin isteklerine cevap vermeye çalışan genç, kendi öz saygısını da bu değerlere endekslemeye başlıyor ve bunları başaramazsa kendini değersiz hissediyor. Eğer bu değersiz ve anlamsız hissediş uç boyutlara varırsa ona kendini değerli hissettiren düşünce akımlarının cazibesine kapılıyor. Ve böylece kısır döngü başlıyor. Bu kısır döngüyü kırmanın tek yolu, ebeveynden geçiyor.

Öncelikle ebeveyn koydukları hedefler ile çocuklarının potansiyeli gerçekten uygun mu onu sorgulamalıdırlar, daha sonra başarılı olmanın “sınav kazanmak” anlamına gelmediğini ve çocuklarını her durumda onaylayıp değerli bulduklarını gençlerle paylaşmalıdırlar. Böylelikle asıl olan ilişki olur, onun kazanımları değil. 

• Ergen ile ilişkideki bir önemli noktada arkadaş ilişkileridir. Arkadaş seçimi önemli bir konu olmakla birlikte ailenin arkadaşlara ve arkadaş seçimlerine sık ve olumsuz müdahalesi genelde çatışmaya yol açar. Bu noktada ergenin arkadaşlarını tanımak, davet etmek ve birlikte etkinlikler düzenlemelerini teşvik etmek önemlidir. Unutmayalım ki ergene verdiğimiz lütuf değil, onun en temel ihtiyaçlarına denk düşen haklarıdır. Genç kişi vakit geçirmek için ağırlıkla arkadaşlarını tercih etse de, önereceğiniz farklı ve keyifli planları reddetmeyeceğini de unutmamak gerekir. 

• Evde sıklıkla kendi odasına çekilen ergen, ailesini dışarıda bırakmıyordur ya da onlarla birlikte vakit geçirmek istemediğinden değildir. Ancak yaşanan her gün onlara yeni bir deneyim getirdiğinden kendi deneyimlerini anlamlandırmaları ve süzmeleri için zamana ihtiyaçları vardır. 

• Ergen çocuğunuzla iletişim için öncelikle kendi ergenliğinize bir yolculuk yapmayı denemekte fayda var. Sonrasın da ise ileri ertelemeden bilgilenmek ve hayata geçirmek geliyor. Çünkü bu işi ebeveynler yapsa da yapmasa da bir şekilde ergen bunlarla uğraşacaktır.

Ergenlik Dönemi: Ailelere Çocuklarını Gözlemleme İpuçları

5. Anne Babalar Çocuklarına Kendi Hayat Gemisinin Kaptanı Olmayı Öğretmeli 

Son zamanlarda ergenliğe geçişi engelleyen en önemli faktörü bilgisayar oyunları.

Çocuk bilgisayar oyunlarına kaptırıyor ve başarı duygusunu da burada tatmin ediyor. Sanal oyun alanında onlarca kişinin yarıştığı, dereceye girdiği, başarı duygusunu tatmin ettiği sahte bir dünya var.  Bütün gün oyun oynuyor, bu deneyimleri yaşıyor. Hatta 18 saat oynayan var. Anne baba çocuğuna kıyamıyor ve duygularını yönetemeyen, regüle edemeyen bir çocuk ortaya çıkıyor. İşte çocuk bu şekilde çocuk kalıyor, gelişemiyor. Bu bireyler hayatta sorumluluk alamaz, liderlik yapamaz.

Ergenlik Dönemi Ailelere Çocuklarını Gözlemleme İpuçları

Saygısız tavırlarla başa çıkabilmek için davranış ve iletişim konusunda net aile kurallarınız olsun. 

Kendi kendinin lideri olamayan zaten başkalarının lideri olamaz. Evlilik de yapamaz. Annelik de babalık da liderliktir. Asıl anne babalık, çocuğa kendini yönetmeyi öğretmektir. Çocuğa kendi hayat gemisinin kaptanı olmayı öğretmektir. Yedirmek, içirmek, giydirmek değil çocuğu hayata hazırlamaktır. Onun için de bu hayatın hep güzel günlerini, konforlu, refah durumlarını göstermek değil, hayatın gerçeklerini de gösterip hayata karşı onu hazırlamaktır.

Gençlerin de anne, babaya saygısızlık yapmadan hayır demeleri gereken durumlar vardır

O riski alacak. Anne, baba uzaktan kontrol edecek. Anne baba devamlı çocuğun yanında jandarma gibi dolaşırsa çocuk her şeyi hazır bekliyor. Vermediği zaman da anne babayı silkeliyor. Böyle koruyucu anneler çocuğu çocukluğa mahkûm ediyorlar. Bazen anne-babanın bu durumun farkında olmadığını görüyor ve gence anne-babana hayır deme becerini çalıştır diyoruz.

Çocuk “hayır” dediği zaman anne “Aaaa! benim çocuğum büyümüş” diyor. O yüzden gençlerin de anne, babaya saygısızlık yapmadan “hayır” demeleri önemli. “Anne ben yaparım, ben başarırım, lütfen bana güven” gibi cümleler kullanıp tatlı bir dille kararlı bir şekilde “hayır” derse anne babada çocuğun büyüdüğünü anlıyor ve özeline saygı duymaya, mesafe koymaya başlıyor.

  • Çocuklar anne babanın eseridir 

İyi bir çocuk yetiştirmekten daha iyi bir yatırım var mı? Onun için çocukla iletişim kurmayı öğrenmek için zaman ayırmamız gerekiyor. Çocuklar anne babanın eseridir. Bunu bilmek gerekiyor. İyi bir eser ortaya çıkarmak için yatırım yapmak gerekir. En büyük yatırım da zaman ayırmak ve onun kişiliğine saygı duyarak ona rehberlik yapabilmektir.

Konular :

#ergenlik dönemi #gelişim #korumacı aileler #gençlerin dünyası