Merhaba!
Bugünden başlayarak bu başlık altında, çocuk ve edebiyata ilişkin söyleşecek, karşılıklı düşünce ve bilgi aktarımlarında bulunacağız. Çünkü öncelikli bir konu olmasına karşın, -birkaç değerli çalışma dışında- ne yazık ki bu alanda elle tutulur bir çalışma yürütülmediğini biliyoruz.
“Edebiyat” ve “çocuk” kavramları, daha yakın zamana kadar bir arada düşünülmüyordu bile. Çocuk, edebiyatın da tüm sanat ve bilim dallarının da uzağında, sadece yiyen içen, anne- baba- öğretmen üçlüsünün sözünden çıkmaması gereken bir canlı olarak algılanıyordu. Oysa öyle olmadığı görüldü, biliniyor artık (Bunu, daha sonraki yazılarımızda genişçe ele alacağız). Ve gerek dünyada gerekse ülkemizde, bu kavramlar da “pedagoji” kavramı da tartışılmaya başlandı. Dahası “Çocuk Edebiyatı”, “İlk Gençlik Edebiyatı” adı altında eserler üretilmeye başladı (Bu konuyu da değerlendireceğiz).
Bu konuda, biz de geç kalmış sayılmayız.
Şimdi, hepimizin bu konunun üzerinde ciddiyetle durmamız, bunu enine boyuna konuşmamız, tartışmamız gerekir. Sizleri bilmem ama benim sizlerden çok şey öğreneceğim kesin...
Bu köşemizde, olabildiğince başlığımızın dışına çıkmadan; kimi zaman genelden özele, kimi zaman da özelden genele giderek söyleşeceğiz. Bu söyleşilerimizde, akademik dili zorunlu kalmadıkça kullanmamaya özen göstererek somut örnekler üzerinde yoğunlaşacağız.
Kullanacağımız dilin, elimizden geldiğince duru, yalın, anlaşılabilir olmasına çaba göstereceğiz. Cümlelerimizi kısa tutarak anlatmak istediğimiz şeyden uzaklaşmadan, savruklaşmadan, dosdoğru söylemek istediğimizi söyleyeceğiz.
Bunu yapmaktaki muradımız, elbette anlaşılmaktır. Bir aile sitesinin köşesinde de birbirimize bilgiçlik taslamak gibi bir derdimiz olmaz zaten. “Hepimiz Aileyiz” ve aile arasında, en kolay anlaşabileceğimiz dili kullanacağız, doğal olarak. Ancak alçak gönüllülük adına da bilimsellikten uzak, dedikodu temelli söz kalabalığına girmeyeceğiz elbette.
Konuşacağımız o kadar çok şey var ki... İnanın, ben daha şimdiden çok heyecanlıyım. Bu birlikteliğimizin bana çok şey katacağına inanıyorum.
Öyleyse, bir sonraki yazımızda görüşmek üzere, esen kalın, sevgiyle kalın...