HAYAT BAZEN - YEŞİM VAROL ŞEN

İnatlaşma, Güç Savaşı Sonuç : "Anlaşamıyoruz"

Hepimiz Aileyiz Kurumsal Icon hepimizaileyiz.com.tr
Yayın : 16.09.2013

İnatlaşma Güç Savaşı Sonuç Anlaşamıyoruz

Evliliklerimizde, ilişkilerimizde yaşadığımız büyük gibi görünen birçok sorunun altında aslında inatlaşmalar yatar.

Koca Bir Hayat Beyhude Geçmeden...

“Anlaşamıyoruz” şikâyetlerinin altını deştiğimiz zaman aslında tarafların anlaşma derdinde değil de kendi sözlerini veya kendi doğrularını kabul ettirmek derdinde olduklarını görürüz. Bazen bakarsınız küçücük bir tartışma büyümüş, büyük kavgalara dönmüş. Sorun kocaman ve sanki çözümsüz bir mesele olur kalır çiftler arasında. Oysa dışarıdan bir bakış açısıyla incelediğimde çoğu zaman çiftlerin sadece inatlaştıklarını ve meselenin her iki tarafı da memnun edecek küçücük çözümleri olduğunu görürüm. Danışanlarım da genelde çözümün bu kadar basit olmasından hem bir rahatlama hem de bir kayıp hissederler. Onca zaman boşu boşuna tatsızlıkla geçmiştir çünkü. Bir de hayatı boyunca böyle yaşayan ve mutsuz evliliğin sebebini sadece eşine bağlayanlar var maalesef. Düşünsenize koca bir hayat beyhude geçmiş, ne acı…

Beni çok üzen bir seans yapmıştım bir danışanımla. Hanımefendi 67 yaşındaydı. Önce çok mutlu olmuştum, hanımefendinin hayattan vazgeçmemiş ve hala gelişime önem vermesi nedeniyle. Çünkü o kadar yatkın ki bizim insanımın “ben artık yaşlandım ve hayattan bir beklentim kalmadı” diye düşünmeye. Bu nedenle çok mutlu etmişti beni birlikte yaptığımız seanslar.

Fakat seanslar ilerledikçe ikimiz de çok duygulandık, çok üzüldük. Çünkü danışanımın yaklaşık 45 senelik evliliği kendi tabiriyle geçimsiz ve mutsuz bir evlilikti, oysa sadece inatlaşma ile bir güç savaşı içinde geçmişti. Bana göre, dertleri üzüm yemek değil de bağcıyı dövmekti sadece.

Örneğin eşi çıkarttığı giysileri yatak odalarında yerlerde bırakıyor diye kavga etmişlerdi yıllarca. Danışanım eşinden giysilerini banyodaki çamaşır sepetine atmasını defalarca istemiş, eşi bunu yapmadığı için kendisine saygısızlık yaptığına inanmış ve o da başka şekillerde buna karşılık vermişti. Oysa eşinin savunması ise evde çalışan yatılı elemanlarının bunu yapabileceği ve zaten işten yorun argın gelmişken alt kattaki banyoya inip çıkarak fazladan efor sarf etmek istememesiydi. Ona göre bunun saygısızlıkla hiç alakası yoktu.

Sorunu Büyütmek Yerine Basit Çözümler Üretebilirsiniz

Pratik ve basit bir yöntem olarak, yatak odasına bir kirli çamaşır sepeti koysalardı ne olurdu? Danışanım yerlerden giysileri toplarken kendisine saygısızlık yapıldığını düşünerek incinmez, eşi de elinin altındaki sepete giysilerini atarken kendini yorulmuş hissetmezdi.

Bu basit çözüm ikisini de çok şaşırttı, çünkü hiç akıllarına gelmemişti. Akıllarına gelmemişti çünkü aslında çözüm bulmak istememişleri, sadece güç savaşını kazanmak derdindeydi ikisi de. Ve 45 senelik evlilik böyle basit bir konudan doğan ve hesaplaşma adına birbirini takip eden bir çok kavga ile geçti. Ne yazık…

Mutlu mu Haklı mı Olmak Size Kendinizi Daha İyi Hissettirir?

Başka danışanlarımın, banyoda eşinin açık bıraktığı duş perdesi, ortadan sıktığı diş macunu veya yemeğe az attığı tuz yüzünden kavgalar ettiğini biliyorum. Bu küçük tartışmaların sıklığı maalesef büyük sorunlar yaşarken tahammülü azaltan şeyler. Sinek küçüktür ama mide bulandırır denir ya hep, bir de sinek sürüsünün arasında kaldığınızı düşünsenize. Küçükler ama ne kadar çok rahatsızlık verirler.

İlişkilerimizde amaç mutlu olmak ise yapılan en büyük yanlış haklı olmaya çalışmaktır. Maalesef haklı olmak ve dediğimizi yaptırmış olmak mutluluk getirmiyor. Bir de her şeyi karşıdan beklemek de adet olmuştur. “O bana bir adım atsın ben ona koşarım” Ne çok duyduğumuz, ne komik bir cümledir. Birlikte huzurlu bir yaşam sürmekse arzumuz kimin haklı olduğunun ve kimin ilk adımı attığının ne önemi var. Siz kendi mutluluğunuz için atın adımınızı. Bunu karşı taraf için yapılan bir fedakârlık olarak görmek sadece geçici bir ego tatmini yaşatır, mutluluk getirmez.

Siz haklı olmak mı istiyorsunuz, mutlu olmak mı?

Sevgiler,

Konular :