ÇOCUK PSİKOLOJİSİ

Tik Bozukluğu Çocuğa Nasıl Davranılmalı?

Hepimiz Aileyiz Kurumsal Icon hepimizaileyiz.com.tr
Yayın : 11.11.2018

Tikleri Olan Çocuğa Nasıl Davranılmalı

Göz kırpma, baş sallama, omuz silkme gibi tikler, çocuğun hayatını olumsuz etkileyebiliyor, ailesi ve çevresiyle olan ilişkilerini bozabiliyor. Göz kırpma şeklinde başlayan tik bozukluğunun 1 ay sonra baş sallama şeklinde devam edip yer değiştirebileceğine dikkat çeken uzmanlar, çocuğu sürekli uyarmanın tik bozukluğunu uzun vadede artırdığının altını çiziyor.

Çocuk Ergen Psikiyatri Uzmanı Yrd. Doç. Dr. Mine Elagöz Yüksel, tik bozukluğuna ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Tikler yer değiştirebilir

Çocuklarda istekleri dışında ani ortaya çıkan kas hareketlerine tik denildiğini belirten Yrd. Doç. Dr. Mine Elagöz Yüksel, “Örneğin göz kırpma, omuz silkme gibi hareketler meydana gelebilir. Bazen ses çıkarma şeklinde vokal tikler de görülebilir. Tikler, bir süreliğine çocuk tarafından baskılanıp ertelenebilir ancak tiklerin tümden kontrolü çocuğun elinde değildir. Tikler yer değiştirebilir; örneğin göz kırpma şeklinde başlayan tik bozukluğu 1 ay sonra baş sallama şeklinde devam edebilir. Hatta zaman içinde tamamen kaybolduğu dönemler olabilir” dedi.

Tik bozukluklarında aileler ne yapmalı?

Ailelerin tik bozukluğu olan çocuklara sürekli uyarıda bulunmasının tik bozukluğunu ortadan kaldırmadığını ve sorunu daha karmaşık bir hale getirdiğini kaydeden Yrd. Doç. Dr. Mine Elagöz Yüksel, “Tik bozukluğu olan çocuklara ailelerin yaklaşımı kimi zaman tiklerin çocuğun elinde olduğunu düşünmeleri nedeniyle “yapma, o şekilde davranma” şeklinde uyarılarda bulunuyor ya da ceza verdiklerini görebiliyoruz. fakat biliyoruz ki bu şekilde davranmak tik bozukluğunu uzun vadede arttırıyor.

Çocuklar tiklerini kısa süreli durdurabilirler, baskılayabilirler. Örneğin bazen okulda hiç yapmayabilirler ya da ben istersem bunu yapmayabilirim diyebilirler. Bu söylemler aileleri yanıltabiliyor. Bu durum ailelerde ‘Çocuk isterse tikini yapmaz, kasten yapıyor’ gibi bir algıya sebep olabiliyor. Oysa ki tikler kısa süreli bastırılabilir fakat uzun vadede bastırılamaz ve çocuğun bununla baş edebilmesi zordur. Bu nedenle çocuğu sürekli yapma şeklinde uyarmak doğru değildir” uyarısında bulundu.

Alttaki neden ortaya çıkarılmalı

Tik bozukluğunun tedavi edilebildiğini kaydeden Yrd. Doç. Dr. Mine Elagöz Yüksel, tik bozukluğunun altında başka nedenlerin de olabileceğini belirterek şunları söyledi:

“Ailelere çocuklarında herhangi bir tik bozukluğu gördükleri zaman bir çocuk ergen psikiyatri uzmanına başvurmalarını öneriyoruz. Çocuğun detaylı değerlendirilmesi, tiklerin altında yatan nedenlerin ortaya çıkarılması, tik bozukluğuna eşlik eden herhangi bir başka durumun olup olmadığının saptanması bizim için oldukça önemli.”

Mutlaka bir uzmana danışılmalı

Tik bozukluğunun genellikle orta çocukluk döneminde daha sık görüldüğünü, ergenlik dönemiyle beraber biraz azalmaya başladığını kaydeden Yrd. Doç. Dr. Mine Elagöz Yüksel,

Yetişkin dönemde genelde çok azı artık kalıcı hale geçer fakat tik bozukluğunun altında yatan neden ortadan kalkmadığı sürece tik bozukluğu geçse de çocukların başka rahatsızlıkları söz konusu olabilir. Tik bozukluklarına eşlik eden diğer hastalıklar da mutlaka tedavi edilmelidir.

Aksi halde çocuğun tik bozukluğunun yanı sıra kaygı bozukluğu, Obsesif Kompülsif Bozuklukları ya da Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu ve depresyon gibi diğer rahatsızlıklarla baş etmek zorunda kalması çok olasıdır. Tik bozukluğunun tedavi edilmemesi çocuğun özgüvenini azaltabilir, arkadaş ilişkilerini olumsuz yönde etkileyebilir. O nedenle mutlaka bir çocuk ergen psikiyatri uzmanına başvurmalarını öneriyoruz.

Konular :