Horluyorsanız 'Uyumuyorsunuz' Demektir
Sabahları yorgun uyanıyor, kendinizi hala uykulu hissediyorsunuz. Uyandığınızda odada kimsenin olmadığını fark ediyor, aile bireylerinizi onları uyutmadığınızdan şikayet ederken buluyorsunuz. Ama tüm bunlara rağmen halen horladığınızı kabul etmiyorsunuz.
Bilmelisiniz ki; horlama aslında bir kusur ya da utanılacak bir durum değildir. Çünkü horlama, özellikle yetişkinlerde görülen, genellikle pek önemsenmeyen fakat mutlaka tedavi edilmesi gereken bir uyku bozukluğudur. Kulak, Burun Boğaz Uzmanı Doç. Dr. Yezdan Fırat, horlama ve tedavisi hakkında bilgi verdi.
Kadınların %24’ü Erkeklerin ise %44’ü Horluyor
Yaşın ilerlemesi ile birlikte horlamanın da görülme sıklığı artmaktadır. Bu oran 60 yaşın üzerindeki kadınlarda %73, erkeklerde %84’e kadar ulaşmaktadır. Uykuda solunum sıkıntısı ve horlama şeklinde kendini gösteren, uykuda solunum durmalarına neden olan klinik tabloya “Tıkayıcı uyku apnesi hastalığı” adı verilmektedir. Uyku laboratuvarında yapılan, “Polisomnografi” denilen testle horlamanın tanısı konulmaktadır.
Basit Horlama Şikayetleri ile Uykuda Solunum Bozukluğunu Karıştırmayın
Basit horlama, hastanın çevresindekilere rahatsızlık veren bir problem olmasına karşın, “uykuda solunum bozuklukları” denilen hastalık grubunda, hastalarda ciddi sağlık problemlerine, kalp ve akciğer hastalıklarına ve hatta ani ölüme neden olabilecek bir tablo ile karşı karşıyayız demektir. Bu nedenle horlamanın sıklığı, süresi ve hastanın uykudaki genel durumu mutlaka takip edilmelidir.
Horlama Hikayeniz Bir de Çevrenizdekilerden Dinlenilmeli
Horlama yakınması olan hastadan yatak arkadaşı veya aile fertleri ile beraber ayrıntılı hikaye alınmalıdır. Yatma ve uyanma zamanı, uyku sırasında vücudun pozisyonu, horlamanın geçtiği bir pozisyon olup olmadığı, uykuda nefes kesilmesi veya apne varlığı ile abartılı horlama varlığı sorgulanmalıdır.
Uykuya Eğiliminizi Ölçtürün
Uyku bozukluğu tanısında kullanılan belirleyici yöntemlerden biri olan “Epworth uykululuk skalası”na göre; hastaya “okurken, televizyon izlerken, topluma açık yerlerde otururken, arabada yolculuk yaparken, biri ile sohbet anında, öğle yemeği sonrası sakince otururken ve kırmızı ışıkta beklerken uyuklama veya uykuya dalma ihtimaliniz nedir?” soruları sorularak cevapları alınır. Hastalık öyküsünde apne tespit edilenler, yukarıdaki bulgulardan bir veya birkaçını içerenler için kesin tanı yöntemi uyku testi; yani “Polisomnografi”dir.
Bazı ilaçlarla horlamanın tedavisi denenebilir; ancak önemli olan aşağıda belirtilen problemlerin varlığının araştırılması ve varsa çözümünün planlanmasıdır:
•Şişman, kısa boyun ve kas tonusu gevşekliği olması,
•Burunda tıkayıcı olabilecek burun eti büyümesi, burun orta bölmesinin eğriliği veya polip varlığı,
•Sarkmış yumuşak damak, uzun küçük dil,
•Büyük bademcik veya büyümüş bademcik çevresi doku varlığı
•Büyük dil olması,
•Alt çenenin kemik yapısındaki değişiklikler,
•Dil kökü büyüklüğü.
Cerrahi Seçeneğe de Başvurulabilir
Hafif ve orta düzeyde uyku apnesi olup, bölgesel darlık saptanan hastalarda esas tedaviyi tıkayıcı organın cerrahi tedavisi oluşturur. Bölgesel tıkanıklığın saptandığı patolojiye göre; bademcik ameliyatı, burun orta bölmesinin düzeltilmesi, burun etlerinin küçültülmesi, yumuşak damağın gerginleştirilmesi, küçük dilin küçültülmesi, dil kökünün küçültülmesi gibi cerrahi işlemler yapılır.
İleri düzeyde uyku apnesi olup üst hava yolunda bölgesel darlığı olmayan hastalarda esas tedaviyi CPAP (Continue positive airway pressure) denilen, temelde hastaya pozitif basınçlı hava solumasını sağlayan cihazlar oluşturur. Bu cihazı hastanın maske ile her uyku sırasında burun yoluyla tatbik edip kullanması gerekir.