İştahsız Çocukla Mücadele İçin Bilinçli Anne Baba Olmak Gerekiyor
Çocuklarda iştahsızlık, her 2 anneden birinin yakındığı önemli sorunlardan biri. Genellikle 8-9. aydan okul çağına kadar süren bu problemi ise ancak çocuğunuza doğru yaklaşımda bulunarak çözebilirsiniz!
Eğer siz deiştahsızlık sorunundan yakınıyorsanız, uzmanların önerilerini uygulayarak çözüm bulabilirsiniz. İşte Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanlarından ailelerin imdadına yetişecek öneriler.
İşte İştah Artıran 12 Altın Öneri
Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Tuna Gül Han, çocukların iştahını açmanın püf noktalarını sıraladı.
Çocuklarda iştahsızlık problemi, her iki anneden birinin kabusu oluyor. İştahsızlık bazı durumlarda kansızlık, reflü ve bağırsak enfeksiyonu gibi sağlık sorunlarından kaynaklanabiliyor. Ancak iştahsızlığın ardında bir hastalık yatmıyorsa, düzenli takiplerini yapan hekiminiz kilo-boy-baş çevresi gelişiminin yaşına uygun seyrettiğini söylüyorsa, çocuğunuz ihtiyacı kadar besini alıyor demektir.
1. “Bu tabaktakilerin hepsi bitecek!” demeyin
Hemen her anne bu cümleyi çocuklarına bir kez olsun söylemiştir. Peki ama tabaktaki yemeğin miktarı çocuğunuz için uygun mu? Mide kapasitesi erişkinde 1500 ml kadar oluyor. Oysa mide kapasitesi yenidoğan bir bebekte 30 ml iken bu rakam ergenliğe doğru ancak 1000 ml civarına ulaşıyor. Çocuğunuzun mide kapasitesini en kolay, bir öğünde yemesini ve içmesini istediğiniz gıdaların hepsini küçük bir poşete koyarak anlarsınız. Sizce çocuğunuzun midesi bu kadar büyük mü? Çocuğunuzun tabağına sadece yiyebileceği kadar yemek koymaya özen gösterin.
2. Ek gıdaya sebze ile başlayın
Ek gıda dönemi aslında bebeğinizin bundan sonraki sağlıklı beslenme alışkanlıklarının oturacağı bir süreç. Dolayısıyla ek gıda verirken bebeğinizin ilk tanışacağı gıdalar sebze grubundan olursa damak tadı buna uygun gelişecektir.
3. Bebeklikten çocukluğa geçmesine izin verin
Ne zaman ne yiyeceğine, ne giyeceğine, ne oynayacağına karar verdiğiniz bebeğiniz artık yok. Karşınızda kendi kararlarını veren, kendi isteklerinin ve sevmediklerinin farkında olan ve tabii ki buna göre yaşamak isteyen bir “çocuk” var. Sınırlarını yine sizin belirlediğiniz bir dünyada kendi kuralları ile var olmak isteyen bir çocuk. Ağzına kaşığı eskisi kadar kolay sokamamanız da çok doğal bu durumda. Bu yüzden elinizde kaşık veya çatal ile peşinde koşmayın, bırakın kendisi kendi ihtiyacı kadar yesin.
4. İşler düzene girene kadar ara öğünleri kaldırın
Abur cubur ve hazır meyve sularının tüketimi kan şekerinde ani değişiklikler yaparak öğün öncesinde iştahı kapatıyor. Zaten küçük olan mide hacmi ara öğün ile dolmuş olan çocuğunuzdan ana öğünlerde performans beklemeyin. Bu yüzden yemek aralarında çocuğunuza “Zaten yemeğini de yemedi, aç kalmasın” mantığı ile yiyecek bir şeyler vermeyin.
5. Günlük programınız belli olsun
Genellikle bebekliğinden itibaren uyku saatleri düzenli olan çocukların yemek saatleri de otomatik olarak düzene giriyor. Saatleriniz belirli olursa çocuğunuzun vücut ritmi de bu programa uyum sağlayacak. Bunun sonucunda çocuğunuz yemek saatlerinde acıkmaya, uyku saatlerinde de esnemeye başlayacaktır.
6. Gece öğünlerine son verin
Yaklaşık 9.aydan sonra gece beslenme ihtiyacı ortadan kalkıyor. Bu aylardan sonra bebeğinize vereceğiniz gece öğünleri reflü, orta kulak iltihabı ve diş çürükleri gibi riskleri beraberinde getiriyor. Üstelik çocuğunuz karnı tok olduğu için sabah kahvaltısına da isteksiz başlayacaktır.
7. Temel Reis olmayın
Siz ıspanağı ağzınıza sürmezken çocuğunuza Temel Reis olmayın. Çocuklar dünyayı anne-babalarının yüzleri ile tanırlar. Siz karnabahar tadını alınca yüzünüzü buruşturuyorsanız, çocuğunuz da bu besini tükürecektir.
8. Sofradan ‘tecrit’ etmeyin
Her çocuğun, ne kadar döküp saçarak da yese, sosyal iletişiminin artması ve sofra adabını öğrenmesi için aileyle aynı sofraya oturması gerekiyor. Çocuğunuz, ailenin bir arada olduğu sofrada oturmalı. Bunun yerine tek başına mama sandalyesinde oturur ve karşısında onu yedirmek için uğraşan bir kişi ile karşılaşırsa, yemek yemeye doğal bir şey gözüyle bakmayacaktır.
9. Köftelere sebze katın
Çocuğunuz sebze yemekten kaçınıyorsa, sevdiği yemeklere, örneğin çorbalara veya köftelere rendelediğiniz sebzeleri ekleyebilirsiniz. Yapabileceğiniz bir başka şey de havuç ya da salatalık gibi sebzeleri çiğ olarak çubuk şeklinde hazırlamak. Bu tarz bir sunum çocuğunuzun hoşuna gidebilir. Yemek tabaklarındaki yiyeceklerden suratlar, trenler yapmak da çocuğunuzun hoşuna gidecektir. Ayrıca siz de evde bolca sebze tüketerek ona örnek olmalısınız.
10. Et sevmiyorsa yumurta yedirin
Et yemeyi sevmiyorsa dolmanın içine kıyma ekleyebilirsiniz. Eğer sadece kırmızı eti reddediyorsa, tavuk veya balık yedirebilirsiniz. Makarnanın üzerine kıymalı sos yapmak veya çok sık olmamak şartıyla kıymalı börek yedirmek de bir alternatif olabilir. Çocuğunuz ısrarla etten kaçınıyorsa yumurta sarısı, yoğurt, süt veya peynir de protein yerine geçecektir.
11. Ceza veya maddi ödül vermeyin
Yemek yemek istemiyorsa, ısrar etmeyin. Ancak yemeğini istekle, özellikle de kendisi yemişse, haftalık öğün tablosu yapıp, o öğün için bir gülen yüz etiketi yapıştırmasını sağlamanız onu motive edecektir.
12. Israr etmeyin, ancak alternatif de yaratmayın:
Çocuğunuz yemeğini bitirmemeyi tercih etmiş olabilir. Bu durumda ısrar etmeyin, ancak ara öğünde de bir şey vermeyin. O zaman çocuğunuz bir sonraki öğünü beklemesi gerektiğini öğrenecektir. Ancak aklınızda bulunsun, bu düzenin oturması vakit alabilir.
“Çocuğuma Yemek Yedirmek Bir Kabus” Diyorsanız...
Anne babaların birçoğunun şikayet ettiği konu olan çocukların yemek problemi, zamanla çocuğun anne babasına karşı kullandığı bir silaha dönüşmektedir. Ailesinin yemek yemesi konusunda hassas olduğunu bilen çocuk zamanla her istediğini, yemek yiyeceği vaadiyle yaptırmayı öğrenebilir.
Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Bölümü’nden Uz. Dr. Gökçe Günbey Elemen ise anne babalara düşen görevler hakkında bilgi verdi.
Çocuğunuzla Asla İnatlaşmayın
Yemek yemesi konusunda çocuğunuzla inatlaşmak problemin daha da artmasına yol açabilir. Çünkü yemek yeme konusunda sizin aşırı hassasiyetinizi gören çocuğunuz, zaman içinde yemek yoluyla tüm isteklerini yaptırabileceğini öğrenmektedir. Bu durum zamanla aile ile çocuk arasında ciddi iletişim problemlerine yol açmaktadır.
Eğitim Düzeyiniz Çocuğunuzun Beslenmesini Etkiler
İştahsız, yemek seçen annelerin çocuklarında da benzer davranışlar gözlenmektedir. Yine beslenmede tekdüzelik çocuğun beslenmesini olumsuz etkilerken, annenin eğitim düzeyi ve çalışıyor olması çocuğun beslenmesini olumlu yönde etkilemektedir.
“Ağaç yaş iken eğilir” Sözünü Unutmayın
Çocukluk döneminde sağlıklı beslenme davranışı geliştiremeyen kişilerde ileriki yaşlarda da çeşitli beslenme problemleri görülebilmektedir. Beslenme her canlı için doğal bir ihtiyaçtır. Bu ihtiyacın bebeklikten itibaren keyifli ve mutlu bir ortamda gerçekleşmesi çocuğun tüm hayatını etkileyecek beslenme davranışının gelişmesinde rol oynamaktadır. Anne ve babanın, bakıcının masada yemek yeme biçimleri, yemek sırasındaki konuşma ve davranışları çocukların doğru yemek yeme alışkanlığı kazanmasında önemli bir rol oynamaktadır.
Çocuğunuza doğru beslenme alışkanlığı kazandırmak için bunlara dikkat edin!
•Yemek porsiyonlarını kendi ölçüşünüze göre değil; çocuğunuzun kendi gereksinimlerine ve yaşına uygun olarak hazırlayın. Çocuğunuzu gerekenden fazla yemeye zorlamayın.
•Çocuğunuza yemeğini yemesi için yeterli zaman verin; ancak bu süre yarım saatten fazla olmamalıdır.
•Çocuklar dönem dönem bir gıdaya aşırı düşkünlük gösterirken, bir diğerini reddedebilir. Bunun geçici bir süreç olduğunu bilmeli ve bir süre sonra hiç yemediği gıdayı farklı bir şekilde sunarak tekrar denemelisiniz.
•Yiyecekler çocukların kolay tüketeceği şekilde hazırlayın. Küçük dilimlenmiş havuç, salatalık, küçük şekil verilmiş köfte, sigara böreği, çizgi film kahramanlarından esinlenerek hazırlanmış, kurabiye, kek gibi çocuklara yemeği eğlenceli bir hale getirebilirsiniz.
•Kendi yaşıtları ile grup halinde yemek yemek, özellikle yemek seçen çocukları farklı tatları denemek konusunda cesaretlendirebilir.
•Çocuklar anlatılanı değil, gördüğünü taklit eder. Bu yüzden anne- baba ve bakıcı gibi çocuğun bakımından sorumlu kişilerin kendi beslenme davranışlarına dikkat etmeleri gerekmektedir.
•Çocuklar bazı besin gruplarını yemeği reddedebilir. Örneğin süt içmek istemeyen bir çocuğa süt, bir başka şekilde sunulabilir. (Yoğurt, sütlü bir tatlı, peynir, meyveli süt vb.). Yine sebze yemeyen bir çocuk için sebze, köftenin içinde, böreğin veya makarnanın içinde onun için daha eğlenceli bir hele getirilerek verilebilir.
•Et yemek istemeyen bir çocuğun alması gereken protein, yumurta veya kuru baklagiller verilerek desteklenebilir.
•Ekmek yemek istemiyorsa, makarna, patates, bulgur gibi diğer tahıllı gıdalarla alması gereken kalori desteklenebilir.
•Çocuğun besin seçimindeki öncelikleri dikkate alınarak farklı tat, farklı renk ve çeşitlilikte besinler hazırlanmalıdır. Sağlıklı beslenmeyi sağlayacak sonsuz sayıda besin birleşimi yapılabileceği unutulmamalıdır.
•Anneler yemek konusunda yaratıcı olmalı ve yemek saatlerini çocuk için eğlenceli bir hale getirmelidir. Yemek saatlerinin tüm ailenin katılımının sağlandığı, faydalı sohbetlerin yapıldığı, çocuğun hoş vakit geçirdiği saatler olmasına özen gösterilmelidir.