İLİŞKİLER

Evlilikte Biyolojik Değil, Psikolojik Yaş Önemlidir

Hepimiz Aileyiz Kurumsal Icon hepimizaileyiz.com.tr
Yayın : 04.07.2016

Evlilikte Psikolojik Yaş Önemlidir

"Evlenecek kişilerin psikolojik özelliklerini belirleyen biyolojik yaş değil, yetişme tarzı, eğitim durumu, yetiştiği aile vs.’dir. Bu nedenle evlilikte önemli olan kişilerin biyolojik yaşı değil, psikolojik yaşlarıdır." diyen Uzman Psikolog Prof.Dr. K. Nevzat Tarhan evlenmeyi düşünen biri kendine:“Evlilikten ne bekliyorum ve ne yapmalıyım?” diye sormalıdır diyor. İşte, uzman psikoloğun evliliğe dair dikkat çektiği önemli konular.

Evliliği Şansa Bırakmayın

İnsan alışveriş yaparken bile düşünüyor, ölçüp biçiyor. Bir eşya alırken gösterilen özenin, hayatın en önemli kararlarından biri verilirken gösterilmemesi, evliliği şansa bırakmaktan başka bir şey değildir.

Evlilik İçin Büyüdünüz mü?

Aynı yaşta olup da eşlerden birinin çocuk karakterli, diğerinin ise olgun bir kişiliğe sahip olması mümkündür.Toplumumuzda yaşla birlikte insanların olgunlaştığı şeklinde bir kanaat vardır. Bu kanaat ne tam olarak doğru ne de bütünüyle yanlıştır. Yaşın ilerlemesiyle birlikte, kişinin olgunlaştığı genel anlamda söylenebilir ancak, ‘büyümek’ her zaman psikolojik olgunluğu beraberinde getirmez.

Evlilikten Ne Bekliyorum

Kadın Korunmayı; Erkek Korumayı Düşünür

Evliliklerde genellikle erkeğin kadından yaşça büyük olması tercih edilir. Bunun nedeni, hem kadın ve erkeğin biyolojisiyle ilgilidir hem de erkeğin psikolojik olarak daha olgun olmasının evliliğin yürümesini kolaylaştıracağının düşünülmesidir. Buna göre, kadın içgüdüsel olarak korunmayı ve sahiplenmeyi; erkek de korumayı, sahip olmayı ister.

Kadından yaşça büyük olan erkek böyle bir ilişkiyi daha rahat yürütecektir.

Evlilikte ideal olan yaş farkının az olması ya da erkeğin en fazla dört-beş yıl büyük olmasıdır. Çünkü her yaşın psikolojik ihtiyaçları, beklentileri farklıdır. Yaş farkı arttıkça psikolojik ihtiyaçlar ve beklentilerdeki farklar aratacak ve bu durum evlilikte uyumu zorlaştıracaktır. Aslında evlenecek çiftler evlilikle ilgili psikolojik olgunluğa eriştikten sonra, aralarındaki yaş farkının çok da büyük önemi yoktur.

Farklılıklarınız Yerine Ortak Yönlerinize Odaklanın

Evlenmeye hazırlanan çiftlerin, kültür, eğitim, yaş, hayata bakış açısı, ekonomik durum gibi farklılıkların ileride sorun olmaması için birbirini olduğu gibi kabul etmesi, farklılıklar yerine ortak noktaları ön palana çıkarması gerekir. Eşler yaşlandıkça aralarındaki yaş farkı da azalmaya başlar; bu bilinen bir gerçektir.

Bu açından bakıldığında, otuz beş yaşındaki bir erkekle yirmi yaşındaki bir kız arasındaki ilişki, altmış beş yaşındaki bir erkekle elli yaşındaki bir kadın arasındaki ilişkiye kıyasla çok daha büyük risk altındadır. Eşler genç yaşlardayken aralarındaki yaş farkının daha fazla risk içermesinin nedeni, olgunluk ve deneyimlerin daha çok fark yaratacak olmasıdır. Büyük yaş farkına sahip çiftlerin genel sorunlarına bir göz atarsak.

Zıt Kültürel Değerlere Sahip Olunduğunda...

Geleneksel aile yapısında farklı kültürlerden bireylerin birbirleriyle evlenmesine pek rastlanmazdı. Son yıllarda iletişim imkanlarının artması, farklı kültürlerden insanların aynı ortamlarda buluşabilmelerinin de önünü açtı. Özellikle internetin yaygınlaşmasıyla farklı hatta zıt kültürel değerlere sahip insanların evliliklerine tanık olmaya başladık.

Ana konularda eşlerin denk olması evlilik için ideal olandır. Erkek ve kadının olaylara, nesnelere, insanlara aynı gözle bakabilmesi; aynı olmasa bile benzer kültürel değerlere sahip olması sağlıklı bir ilişki için gereklidir. Çünkü bir insanın düşünce kalıpları ve zihinsel şartlanmaları daha çocukken içinde yetiştiği kültürün etkisiyle şekillenir ve bunlar davranışlarına yansır.

İnsanın, oturmasını-kalkmasını, konuşmasını, yemesini-içmesini bile kültürü belirler. Yemek yerken, sohbet ederken vs. toplum içinde nasıl davranacağını bilmeyen biri ile bunları bilen birinin beraber yaşaması elbette zor olacaktır. Kültürel denklik bu açıdan önemlidir.

Farklı kültürlerde kişilerin evlenmesi aslında bir bakıma zora talip olmaktır; çünkü kültürel farklılıklar eşlerin paylaşım alanlarını da azaltır. Farklı kültürlerin vermiş olduğu kişilik ve davranış kalıpları, olaylar, nesneler ve ilişkiler karşısında farklı tutum ve algılamaları da beraberinde getirir.

Örneğin farklı kültürlerdeki eşlerden birinin güldüğüne diğeri tepki bile vermez ya da birinin canını sıkan bir durum diğerinin hoşuna gidebilir. Benzer şekilde hayata materyalist düşünceyle bakan biri ile semavi gözle bakan birinin sohbet edebilecek ortak bir alan bulması zordur.

Daha yaşlı olan sizseniz:

1. Sevgilinize karşı sabırsız bir tutum geliştirebilirsiniz.

2. Sevgilinize sanki ebeveynmiş gibi davranabilirsiniz.

3. Mali açıdan sevgilinizden çok daha iyi bir durumda olabilirsiniz.

4. İlişkide daha çok güç sahibi olduğunuzu düşünerek son sözün size düştüğünü iddia edebilirsiniz.

5. Kendi ilgi alanlarınızdan, arkadaşlarınızdan ve yaşam tarzınızdan feragat ederek, ilişkinizi yürütmeye çalışabilirsiniz.

Daha genç olan sizseniz:

1. Sevgilinize aşırı değer verebilir ve onun karşısında ezilebilirsiniz.

2. Sevgilinize sanki ebeveynlerinizden biriymiş gibi yaklaşabilirsiniz.

3. Sevgilinize uyum sağlamak için ilgi alanlarınızdan, arkadaşlarınızdan ve yaşam tarzınızdan feragat edebilirsiniz.

Aşkın ve seksin ideal ortalama yaşı her iki cins için en uygun ideal yaş 35’dır. Mutlu bir beraberlik ve cinsel yaşam için yaş farkı en fazla 5–10 yaş olmalıdır. 10 yaş fark olması çiftlerde sorun yaratabilir. Çünkü insanlar her 10 yılda bir yeni bir kuşak yaratırlar ve her kuşağın algıları ve beklentileri farklıdır.

Evlilik birbirini seven iki kişinin bir araya gelmesi demek değil, uzun bir yolculuğa çıkış ve bu yolculukta farklılıkların bir noktada uzlaşmasıdır. Özetle evlenecek kişiler birbirlerini tamamlayabilecek mi, önemli olan budur.

Konular :