Doğum Sonrası Depresyonuna Karşı Gardınızı Alın
"Doğumu yapıp, yeni yavrunuz ve eşinizle birlikte yuvanıza döndüğünüzde, beklediğinizin tam tersine adam akıllı hüzünleneceksiniz. Birdenbire, görünürde hiçbir neden olmaksızın, ağlayama başlayacak, cesaretinizi yitirmiş, tepki gösterme gücünden yoksun, bitkin hissedeceksiniz kendinizi. Ev işinin her türü gözünüzde dağ gibi görünecek, kocanızın varlığı da sizi yatıştırmaya yetmeyecektir."
Psikiyatrist Suna Tanaltay, yeni annelerin doğum sonrası yaşadığı endişeleri işte böyle özetliyor...
Her Şeyi Dert Etmek Yerine, Bu Süreçte Olup Bitenleri Anlamaya Çalışın
Kendinizle nasıl baş edeceğinizi bilemeyeceksiniz; yavrunuz ise bir mutluluk kaynağı değil, neredeyse kaldıramayacağınız bir yük gibi görünecektir gözünüze. Bütün bunların hiç de ağır bir durum olmadığını, ruh bilimcilerin “doğum sonrası çökkünlüğü” olarak adlandırdıkları bir ruh hali olduğunu bilmelisiniz.
Bu yüzden başınıza gelenleri dert etmek yerine, ne olup bittiğini anlamaya çalışınız. Bu çökkünlüğün nedeni, dokuz ay bedeninizin bir parçası olan yavrunuzla tam bir uyum içinde yaşamış olmanızdır. Gebelikle birlikte bedeninizde, yeni bir denge oluşmuştu.
Yaşadığınız Boşluk Duygusuna Alışmalısınız
Doğum anında bedensel ayrılıklarla birlikte, onunla kurduğunuz bu özel bağ kopmuş, siz de sanki çocuk bırakıp gitmiş gibi bir boşluk duygusuna kapılmışsınızdır. Belki de ilerde ilk kez okula gittiğinde, ilk kez tek başına tatile çıktığında ya da evlendiği zaman bu duyguyu, yeniden duyacaksınız.
Bebeğinizin Size Aİt Bir Parça Olmadığını Sık Sık Kendinize Hatırlatın
Sanki birdenbire bir parçanız eksilmiş gibidir. Yapmanız gereken şey, bebeğin sizin malınız olmadığını, bağımsız, başlı başına bir yaratık olduğunu, şimdilik size gereksinim duysa bile, yazgısının (siz nasıl annenizden ayrıldıysanız) sizden ayrılmak olduğunu kafanıza koymanızdır.
Şu sonuca varmalısınız: Yavrunuz sizin bir parçanız değildir; yalnız kendine aittir; sizden apayrı biridir.
"Artık Eskisi Kadar İlginçDeğilim" Duygusunu Yaşamanız Normaldir
Doğum sonrası çökkünlüğüne yol açan bir başka olay da, daha önce olduğu gibi artık ilgi kaynağı olmamanızdır. Gebelik demek, çevrenizi saran kimselerle ilgi uyandırmak demektir; oysa şimdi aynı kimseler kendi sorumluluklarınızı yüklenmenizi beklemektedirler. Bu yüzden kendi halinize terk edilmiş olacaksınız; önünüzde yalnız yıkanması, değiştirilmesi gereken yığınlarla kirli bebek bezi, altından kalkılması gereken bir sürü iş olacak; üstelik bebeğinizin meme saatleri yüzünden rahat bir uyku bile uyuyamayacaksınız.
Genç Bir Kadınken, Genç Bir Anneye Dönüşmek...
Bütün bunlar bir yana, bebeğiniz bir kaygı kaynağı olacak: “Acaba gerektiği gibi gelişiyor mu?” diye tasalanacaksınız. Belki de bu işin üstesinden gelemeceğinizi bile düşüneceksiniz. Daha önce genç bir kadındınız; şimdi genç bir annesiniz ve yavrunuza bakmaya alışmanız için epey zaman gerekecektir.
Hele genç anne her şeyi yerli yerinde yapamayacağı kuşkusu içindeyse, bir çocuğa bakmanın sorumluluğu dayanılmaz bir şey gibi gözükebilir. Çocuk bakımı, öğrenilmesi gereken bir çabadır.
Önemli olan tek şey, ona tüm dikkatinizi vermenizdir. Hiç merak etmeyin: İlk iki ayda onlarca ve onlarca kez bebeğinizin altını değiştirdikten sonra, siz de yeni anne olan birine ders verecek kadar ustalaşırsınız.