Biberon Çürüklerini Önlemek İçin Nelere Dikkat Etmeli?
Süt dişleri geçici olduğu için ebeveynler tarafından genellikle nasıl olsa bu dişler değişecek denerek bazen önemsenmez. Dolayısıyla bu tarz bir düşünce süt dişlerinin temizliğinin ihmaline ve çürümesine sebep olur
Unutulmamalıdır ki süt dişlerindeki çürükler hem çocuğun dişlerinin ağrımasına sebep olur hem de daimi dişlerine zarar verir.
Erken Süt Dişi Kaybı Çapraşık Dişlere Neden Oluyor
Süt dişleri ihmal edilip dolgu ile kurtarılamadığı zaman çekilmesi gerekir, erken süt dişi kaybı çocukların daimi dişlerinin çapraşık olmasının en önemli etkenlerinden birisidir. Çocuklarda ağız hijyeni çocuğun ilk dişleri sürdüğü andan itibaren başlamalıdır.
Bebeğiniz Ne Zaman Diş Fırçasıyla Tanışmalı?
Dişler ağız ortamında görüldükten sonra fırçalanmaları gerekmektedir. Gece biberon kullanımı, tülbent içerisinde lokum emdirmek, gece yatmadan dişlerin fırçalanmaması ve ağızda lokmanın çok uzun süreler hatta geceden sabaha dek tutulması sonucunda diş çürükleri görülebilir, sıklıkla da bu çürükler ismi “biberon çürüğü” olan çürük şeklinde görülebilir. Bu çürükler hem iltihap yapar hem de ağrı yapar. Bu durumda çocuk bazen derdini anlatır bazen anlatamaz fakat yemek yemek istemez, kilo kaybeder, geceleri ağrı şiddetleneceği için uyumak istemez ve sürekli huzursuz olur.
Henüz bebek iken yapılması gereken şey temiz bir bez parçasıyla bebeğin dişlerinin üzeri her emzirme veya mama yedikten sonra yapılmalıdır. Çocuğun yaşı biraz daha büyünce (2 yaş) diş fırçası kullanılmaya başlanmalıdır.
Bebeklerin ilk süt dişi ortalama olarak 6. ayda belirir. Bu dişin sürmesinden sonra bebeğimizi bir pedodontiste (çocuk diş hekimine) götürerek en doğru yaklaşımları öğrenmek açısından faydalı olacaktır.
Süt dişleri, çocuğun düzgün beslenmesini sağlar. Ayrıca konuşmanın düzgün gelişimi de süt dişlerinin varlığına bağlıdır. Tedavi edilmeyen süt dişi çürükleri, ağrı, kötü koku, çiğneme zorluğu, beslenme bozukluğu ve çirkin görüntüye yol açar. Bu dönemdeki tedavi edilmeyen diş bozuklukları, ileride diş çarpıklığı, çene gelişiminde bozukluk ve genel sağlık problemlerine (romatizmadan kalp rahatsızlıklarına kadar) sebep olabilecektir…
Bebeklerde bazen dişlerin üzerinde sürer sürmez kahverengi lekeler oluştuğu ya da bu dişlerin kırılıp döküldüğü gözlenir. Aslında bu lekeler diş çürükleridir ve dişler de çürük nedeniyle kırılır. Bu kadar erken bir dönemde çürük oluşmasının nedeni de biberon çürüğü adı verilen çürüklerdir.
Bebek beslenmesinde en önemli besin olan anne sütü ya da inek sütü doğal olarak şeker içerir. Gece yatmadan önce ya da uyku sırasında bebek anne sütü ya da biberon emerse süt ağızda birikerek mikropların dişleri çürütmesi için elverişli bir ortam oluşturur. Bu nedenle özellikle gece beslenmesi sonrası dişlerin temizliğine özen gösterilmelidir.
Bebeklerde meydana gelen çürüklerin tedavisi çok güç olduğundan, koruyucu önlemlerin erken dönemde alınması gerekir.
Nedir Bu Önlemler?
•Bebeğinizin gece ağzında biberonla uyuma alışkanlığını önleyin.
•Beslendikten sonra uyutmaya çalışın.
•Biberondaki süte şeker, bal pekmez gibi tatlandırıcılar ilave etmeyin.
•Bebek beslendikten sonra mutlaka su içirin.
•İlk dişlerin sürmeye başlamasıyla gece ve sabah beslenmeleri sonrası temiz, ıslak bir tülbent ile dişlerini silerek temizleyin.
Biberon Kullanmayan Bebeklerde de Diş Çürükleri Olur
Biberonun yanı sıra emziklerin ağlayan bebekleri susturmak amacıyla bal, pekmez, reçel gibi tatlandırıcılara batırılarak verilmesi de biberon çürüklerinin başka bir nedenidir. Bunun yanı sıra, dişler sürdükten sonra oyalanmak amacıyla bebeğin eline verilen karbohidratlı-şekerli gıdalar da diş çürüklerine neden olur. Çocuğu bu tür gıdaların yerine elma, havuç gibi besin değeri yüksek; diş temizliğine yardımcı gıdalara yönlendirmek gerekir.
Biberon Çürüğünün Tedavisi Mümkün Müdür?
Biberon çürüklerinin tedavisi mümkündür; ancak bazen oldukça zahmetli olabilmektedir. Tedavinin ilk aşamasında beslenme önerilerine dikkat edilmesi ve çürüğe yol açan etkenlerin ortadan kaldırılması gerekmekte.
Oldukça küçük yaşlarda gerçekleştirilen bu tedavilerin başarı şansı bu açıdan her zaman çok yüksek olmayabilmektedir. Her zaman koruyucu ve önleyici tedaviler daha ucuz, daha etkin ve daha kolaydır. Bu yüzden çürük oluşmadan önce alacağımız önlemler ile bütün bunların önüne geçebilmeye çalışılmalıdır.