Duyguların Tercümanı Çiçekler
Bahar bir geleceğim, bir gelmeyeceğim şeklinde bize naz yaparken çiçekler, onu dinlemeyip olanca güzellikleri ile bahçeleri, balkonları, yol kenarlarını süslediler bile.
Çiçeklerin görsel güzellikleri yanında dilleri olduğunu hepimiz biliriz. Annem onlarla konuştuğuna göre bir de kulakları olmalı. Gerçi annem çiçeklerden çok en çok çimlerle konuşuyor, çünkü çiçekler biraz su, biraz vitamin aylarca canlı kalabiliyor. Çimler öyle mi, bir gün su vermesen hemen küsüveriyorlar. Annem ne kadar kızıp bağırsa veya tersine hoş konuşsa da inatlarından vazgeçmiyorlar, sararıcam diyorlar ve sararıyorlar.
Neyse ben annemi çimleri ile bir yana bırakıp, çiçek dilinde şiirimi sizlerle paylaşayım, bakalım anlaya bilecek misiniz? Tercümesini az sonra.
Çiçeklerin Dili
O gün sarı yaseminlerin kokusunu da alarak gitmiştin.
Akşam kadife çiçeklerine sarılarak uyumuş.
Onları gözyaşlarımla sulamıştım.
Bir nar gibiydim, düşüncelerimle bin parçaya bölünmüş.
Süsen çiçeklerinden rica etmiştim.
Onlarda uçuşmuş, mor sümbüllere konmuşlardı.
Falcılar, fuşya çiçeğini gördük dediler kahve telvesinde.
Tam güz çiğdemlerine inanasım gelmişti ki.
Sen geldin.
Mor salkımım, bir tanem hoş geldin.
Muhabbet çiçeğim, portakal çiçeğim.
Her şeyim.
Dönmez diyorlardı döndün işte.
Bir elinde kaktüs, bir elinde kırmızı gülle...
Yani…
Sarı Yasemin çiçeği: Ayrılık.
Kadife çiçeği: Üzüntü.
Nar: Ahmahlık.
Süsen çiçeği: Mesaj
Mor sümbül: Lütfen beni affet.
Fuşya çiçeği: Çaresiz aşk.
Güz çiğdemi: En güzel günlerim geçmişte kaldı.
Mor salkım: Hoş geldin.
Muhabbet çiçeği: Karakterin güzelliğinden de üstün.
Portakal çiçeği: Hem güzel hem de safsın.
Kaktüs: Tutku ile sevmek
Kırmızı gül: AŞK.
Sevgilerimle,