2014 S Geliyor
2014 yılını, Türkiye' de ilk defa benden duyacağınız bir haber ile bitirmek istiyorum. Habere geçmeden önce bir saptama yapma gereğini duydum. Yazının başında 2014 yılı bitiyor dedim ama kızımın verdiği bilgi ile bitmeme olasılığı olduğunu da bir kenara yazmak gerektiğini düşündüm.
Kızım; "Baba 2014 yılı bitmiyormuş, 2014 S geliyormuş" dedi. Önce güldüm sonra bunu kimin söylediğinin önemli olduğunu, ona göre düşünmem gerektiğini hemen kavradım. Öyle ya, bu açıklamayı "hükümet" yaptıysa, yeni bir gündem maddesi yaratılıyorsa ve ben de gündem den uzak kalıp cahil cahil bu duruma gülüp geçiyorsam, düşeceğim durumu düşüne biliyor musunuz?
Televizyonun başına geçip, tartışma programların hepsine göz attım, rahatladım. Hala Osmanlıca ve paralel meseleleri tartışılıyordu. Yine de belli bir süre bekleyip sonra gülmeyi tercih ettim. Her an televizyon kanalları profesörler, gazeteciler ve bilirkişiler tarafından doldurulabilinir ve aslında 2014 S yılının olabileceğini; "Bunu Apple yapıyorsa biz neden yapamayalım!” veya “Aslında 1650 yıllı sonunda da böyle bir durumun yaşanmıştı işte kanıtları..." denilerek, kamuoyunun aydınlamasına şahit olabilirdim. Muhalefette buna gülüp geçmektense, bu durumun olmadığı kanıtlamak için uğraşırdı. Böylece memleketimin % 50’si, 2014 S yılını, %50’si de 2015 yılını yaşayarak tarihsel bir dönemece de girmiş olabilirdik; hadi bakalım hayırlısı...
Neyse biz gelelim haberimize... Dağ sporlarını sevenler bilir; Kastamonu Küre Dağları’nda Valla Kanyonu vardır. Gerçekten doğa harikası bir yer, haberimiz burada geçiyor. Bursa Dağcılık Derneğ’inin yapmış olduğu kanyon gezisinde, bir grup daha önce hiç kullanılmamış bir ruta giriyor ve kayboluyor. Dört gün süren hummalı bir arama sonucunda ekip bulunuyor ve bulunduklarında herkesi şoke eden bir gelişme yaşanıyor. Kaybolan ekip dört kişi ama bulunan kişi sayısı 26 olarak açıklanıyor. Bu durum bana Rize'de mezarlığa düşen iki kişilik uçak fıkrasını hatırlatıyor. Radyo spikeri: “Sayin dinleyucilar ilimiz sinurlarinda gerçekleşen uçak kazasinda ölü sayusu binu geçtu, kurtarma ekuplari bu sayunin beş binu bulabileceğuni kazdukça yeni ceset çiktuğuni bilduriyor."
Valla kanyonunda ise durumun fıkra değil, bir gerçek olduğunu, bulunan kişilerin kimliklerinin tespit edilmesi, daha doğrusu sadece birinin kimliğinin tespiti ile anlaşılıyor. 1914 doğumlu Karaosmanoğlu Hüseyin ve onun çocukları ve torunları toplam 22 kişi Valla Kanyonu’nun derinliklerinde bulunmuş oluyor. Hüseyin dede 100 yaşına rağmen ne hafızasından, ne de dinçliğinden hiçbir şey kaybetmemiş gibi gözüküyormuş. İlçe kaymakamlık binasına getirilen aile önce sağlık kontrolünden geçirilmiş sonra otele yerleştirildikten sonra sorgulanmak için karakola getirilmiş.
Hüseyin dede, babası ve babasının arkadaşı Ali'nin savaş nedeni ile eşlerini çocuklarını (Hüseyin dede bir yaşındayken) alarak askerden kaçtıkları ve bu zamana kadar ilk saklandıkları yerde yerleştiklerini ve babasının yakın arkadaşı yani kayınbabası Ali'nin kızı evlenip bir nevi Adem - Havva versiyonunu gerçekleştirdiklerini bir güzel yetkililere anlatmış.
Hüseyin dede anlatmış tüm hikayesini ama yetkililere bir telaş düşmüş; "Biz kendi hikayemizi nasıl anlatacağız?"
Ben de düşündüm ne anlatırdım diye. Öyle ya, Osmanlıca yok ama aslında var gibi... Saray yok ama var gibi.. Padişah da yok ama var gibi. Hüseyin dede belli ki Alevi. Adama ne desek Alevi sorunu var ama yok gibi... En iyisi Hüseyin dedeye şunu söylemek lazım: “Hüseyin dede 2014 yılı şartlarına göre kaçırdığın bir şey yok ama kaybettiğin şeyler çok gibi, hele bir de senin yeni bulduğumuz köyüne HES yaptık mı, sen de bizden oldun demektir, aramıza hoş geldin!"
"2014 S" yılınız veya "2015" yıllınız sizlere ve tüm sevdiklerinize sağlık ve mutluluk getirsin.
Fikret Yıldırıcı
Not: Hüseyin dedenin bulunma hikayesi gerçek dışı, mevcut halimiz gerçektir.