Aşkın “Gaz”ı Kaçtığında...
Adam çok lüks bir yemek davetine katılmış. Katılımcıların kıyafetinden, yemeğin sunumuna, masadan şamdanlara kadar her şey çok lüksmüş. Yemek ev sahibesinin konuşması ile başlamış. Garsonlar kusursuz olarak hizmetlerini sunuyorlarmış.
Evin köpekleri de bir o kadar terbiyeli, kendilerine ayrılan yerde davetlilerin yüzüne dahi bakmadan oturuyorlarmış. Evin sahibesi arada bir laf atınca havlayarak cevap veriyorlarmış. Adam ise alışık olmadığı bu ortama ayak uydurmak için, elinden gelen her şeyi yapıyormuş ancak çok şiddetli gaz sancısı başlayınca kıvranmaya başlamış ve kendini tutabildiği kadar tutmaya çalışmış. Fazla tutamayacağını anlayınca nasılsa kimse duymaz diye biraz bırakmış. Ancak ses duyulmuş ev sahibesi konukların şaşkınlığını bozarak köpeklerinden birine:“Leydi, kızım ayıp oluyor ama “ demiş. Adam rahatlamış ama gaz baskısı devam edince nasıl olsa olay çözüldü diyerek bu sefer rahatça gazını çıkarmış. Ev sahibesi aynı sakinlikle köpeğine kızmış. Adam üçüncü sefer olunca rahatlığı ile gazını çıkarınca "kadın çığlık atarak: “Leydi kaç kızım beyefendi bu sefer üzerine yapacak” diye bağırmış.
Bu haftaki konuma girişimi bir fıkra ile yaptım; çünkü direkt olarak girseydim, çok hoş karşılanmaya bilirdim diye düşündüm. Evet, konumuz gaz kaçırma. Bu konu çok yakınlarımızla konuşup, gülüştüğümüz ama toplum olarak ayıpladığımız bir konu. Bizim toplumuzda çocuklarımıza büyüme çağından itibaren bunun ayıp bir şey olduğunu öğretmeye çalışırız. Şunu da bilmeliyiz ki bazı toplumlarda bu durum çok normal olarak karşılanıyor. Örneğin Koreliler’de bu durum çok normaldir. Koreli biriyle yemek yediğinizde ve o sesi duyduğunuzda şaşırmayın, bu onlar için çok doğal.
Biz tekrar bizim toplumuza dönelim ve bu konuda ki insan tiplerini sıralayalım:
1-Koreliler gibi davrananlar, bunların yeri, zamanı yoktur; nerede bulurlarsa orada bırakırlar.
2-Aileden tabu haline getirenler, anne ve baba baskısıyla büyürler ve kendileri dahi bu durumun dünyada olmadığına sizinle iddiaya girebilirler.
3-Aileden tabu olup sonradan sapıtanlar, bunlar daha çok arkadaş çevresinin etkisi ile duruma ayak uyduranlar.
4-Aile içinde serbest, dışarıda dikkat edenler.
5-Bu işi gizli saklı halledenler.
6-Pardoncular.
7-Gülmekten ölenler. ( Atalarımız söylemiş ” …. gülenin, ….. kadar aklı yoktur.”)
Eskilerden bir arkadaşımla Kuşadası’nda bir otelde karşılaştım. Karısı ve çocuğu ile tatile gelmişler. Hep beraber oturup biraz muhabbet edelim dedik. Muhabbetin ortasında bildiğimiz ses duyulunca, herkes birbirine suçlu arar gibi bakmaya başladı. Baba 5 yaşındaki oğluna dönerek: “Murat ayıp değil mi?” dedi. Çocukta oynadığı oyuncağından kafasını kaldırarak: “Baba, hep şen yapıyoysun, bana kızıyoysun.”dedi. Gözler babaya çevrilip, sonra hiçbir şey yokmuş gibi konuşmaya devam edildi. Annenin babaya karşı uzun süren sert bakışından suçlunun kimin olduğu belli olmuştu.
Şimdi konuları ilişkiler açısından inceleyelim. İlişkinin başlangıcında her iki taraf çok dikkatlidir. Hatta ilişki evlilikle sonuçlandığında cicim aylarında bu durum aynı şekilde devam eder. Sonrasında ise yukarıdaki belirttiğim insan tipleri gerçek kimliklerini ortaya koyarlar. Peki neden ilişkinin başında dikkat edilen bir konu daha sonra önemsiz duruma geliyor. Düşünsenize ilişki yeni başlamış ve eşlerden biri bu konuda rahat, bu durum ilişkinin sonu olabilir ama ilişki ilerlediğinde bu durum herhangi bir sorun çıkarmayabilir. Aşk bitince, bazı şeyler değişiyor mu? Aşkın devamı için yapmayacağım yok diyenlere duyurulur:) Başta nasıl düşünüyorsanız sonrasında da aynı düşünmek lazım, değil mi?
Sevgilerimle,