Çocuğunuzu Olumsuz Sözlerle Çerçevelendirmeyin
Anne-babalar çocuklarına genellikle sınırlı ve olumsuz bir açıdan bakarlar: “Sinirlerimi mahvediyorsun…” gibi… Oysa, “Rahatsız edici”, “göze batan”, “saldırgan” gibi çerçevelendirmeleri çocukların kırmaları çok zordur. Sağlıklı anne baba-çocuk ilişkisi için oyunun kurallarını öğrenin diyor uzmanlar.
Neden Çerçeve İçine Alırız?
Bu tür söylemler, günlük alışılmış kızgınlıkların dışında hiçbir şeye yaramadığıgibi,çocuk tarafından genelde ciddiye dealınmaz.
Problemlerin nedenleri, konuyla doğrudan ilgisi olmayan kişilere bağlanarak, insan bu kişilere bağımlı hale gelir. İnsan kendine önce çocuklar ve onların davranışlarına dair bir resim oluşturur ve sonra gerçekleri bu önceden hazırlanmış çerçeveye oturmaya kendini zorlar.
“Çocuğunuzdan Ne Bekliyorsunuz?”
Bazı yetişkinler kendilerini alışılmış değerlendirme kalıplarına yakalanmış hissederler ve bunlardan vazgeçmeyi küçümserler. Bakış alanını genişleterek, kişi çocuğun tüm kişiliğini, şimdiye kadar kör gibi bakılan bütün ayrıntılarıyla göz ününe sermesini sağlar.
Bu Tür Söylemlerle Kişiliğinin Olumlu ve Yapıcı Yönleri Göz Ardı Edilir
Uyumu bozan her davranış, olumsuz kabul edilir; reddedilir, durdurulmaya çalışılır, tedbir alınır. Ve yaramazlık yapan her çocuk belirli bir çerçevede değerlendirilerek, bir yere koyulur. Bu çocuk, bu belli değerlendirmenin dışına çıkma şansına sahip olamaz. Kişiliğinin olumlu, yapıcı ve sosyal yönleri göz ardı edilir.
Sorunlu Olan Çocuk mı Yetişkin mi?
Eğitimciler genelde, “Aslında sorunlu olan çocuk değil, çocukla ilgilenen yetişkinlerdir” anlayışına uygun davranmazlar. Oysa olumlu değerlendirme, sorun oluşturabilecek çatışmalara yeni çözümler bulma olanakları sağlar.
Oyunun Kurallarını Öğrenmek
Pratik ve çözüme yönelten bir davranış biçiminin başlangıç noktası, çocukların nasıl becerebiliyorlarsa öyle davrandıklarını, burada ve hemen kabul edilmelidir. Çocukların davranışlarını nelere göre hangi oyunun kurallarına göre yaptıkları bilmek çok şey ifade eder. Eğer çocukların göze batan davranışlarının nedenleri, kişinin müdahale edebileceği alanın dışında kalıyorsa, o zaman çocukların bu rahatsız edici davranışlarını değiştirmek çok zordur.
Çocuğunuza Bakış Açınızı Değiştirin
Yetişmekte olan çocuklar, aynı zamanda kendilerini yönlendiren ve bağlı oldukları kişiye de isyan ederler ve anne babalarını kışkırtırlar. Bu çeşit kışkırtmalar, ilişkide bir eşitlik söz konusu ise veya ilişki sağlam bir temelde oturtulmuşsa ebeveynlerin uzun süre katıldıkları ve kurallarını belirleyebildikleri bir oyunun parçasıdır.
Oyunun Parçası Olmak Sizi Çözüme Yaklaştırır
Ebeveyn-çocuk ilişkisinde, her anne baba oyunun bir parçası olarak kendilerini görürlerse, çözüm olanakları avuçlarının içinde demektir. Böylelikle içinde bulunduğu durumda çaresiz olmazlar çünküelinde bir veya birden fazla maymuncuk vardır. Çocuğa bakışın değiştirilmesiyle, çocuğunuz göze batan davranışlarının nedenini bütünüyle bilmesek de, çocuğun davranışlarında değişiklik gerçekleştirmek mümkündür. Bu hareket tarzı, onaylanmış bir reçete gibi düşünülmemelidir. Ancak çocuğun alışılmışın dışında bir yoldan ulaşılmasını ve böylece ilişkilerini ona yeniden tanımlayarak çocuğun hareketlerini değiştirebilmesini sağlar.
Ebeveyn, “pek çok karar verebileceğini düşünüyorum. Ama ben şimdi bir şeyin yapılmasını isityorum, bu yüzden geri kafalı bir otoriter sayılmamın benim için yaşamsal bir önemi yok.” diyebilir.
Çocuklar Büyüklerine Meydan Okurlar Ama...
Çocukların bu çeşit söylemleri itirazsız kabul etmemeleri, onların bilinçli olduğunu gösterir. “Evet anne”, “evet baba!” gibi yapmacık kokan ve artık kalıplaşmış ebeveynlerin direktiflerine uygun çocuksu karşılıklar yıpratıcıdır. Çocuklar, öğrenmek ister: Eşit haklara sahip olmak ve paylaşımcılığın “aynı şeyleri yapabilmek”le ilgisi yoktur. Ebeveynlerin daha çok deneyimi vardı ve çocukların henüz yaşamak durumunda oldukları bu deneyimleri, ebeveynler somutbilgi haline getirmişlerdir.
Yıpranma Olmadan Gelişim Olmaz
Anne-babalar bağlılık ve bunun sonucu olarak güvenlik sunarlar. Çocuklar deneyimlerdeki “daha fazla”nın anlamını hissederler ve her ne kadar şikayet etmeden ve eleştirmeden olmasa da, bunu ebeveynlerinden isterler. Çocuklar büyüklere meydan okurlar. Bu da beraberinde büyüklerin de meydan okumasını getirir. Bazı yetişkinler bundan kaçmak isterler. Ama böyle bir kaçış daima çocuktan kaçış demektir. Eğitim, ilişki demektir ve yıpranma olmayan hiçbir ilişki düşünülemez.