Kadınlar Bir Günde Boşanma Kararı Almaz!
Boşanma En ÇokHangi TarafıYıpratıyor?
Kar- zarar hesabının doğru yapıldığı durumlarda boşanma iyi bir çözüm gibi gözükebilir. Ancak bilinmelidir ki, bu dönülmeyecak bir karardır ve "keşke" denilmeyecek şekilde bir karar alınmalıdır.
Boşanmada, çocuklardan sonra en büyük bedeli ödeyen taraf kadındır. Hem annelik duygusu, hem sosyal nedenler hem de psikolojik yapısı nedeniyle, boşanma kadını erkekten daha çok yıpratır. Boşanma sonrası yaşanan en belirgin psikolojik rahatsızlık olan depresyon, kadınlarda erkeklere göre iki üç kat daha fazla görülür. Depresyon kadınlarda doğrudan, erkeklerde ise kendini içkiye sigaraya verme, sinirlilik, unutkanlık gibi dolaylı yani örtülü biçimde yaşanır.
Bıçak Kemiğe Dayandığında "Boşanma" Tek Çare Olarak Görülüyor
Kadın bir günden diğerine boşanma kararı almaz. Bunu yıllarca düşünüyor, hatta önce evliliğini kurtarmak için çaba gösteriyor. O eşik son nokta... O eşiği atlayanlar ve atlayamayanlar var. Bunu bıçağın kemiğe dayandığı son nokta olarak tarif edebiliriz. Hem yüreğinde, hem beyninde bütün bağlarının koptuğu, artık o kırılganlıklarının tamirinin olmadığı anda kadın bu kararı alıyor.
Mutsuzluk Dillendirildiğinde...
Erkek bu noktada şaşırıyor, 'Tamam her şeyi yapacağım, yeniden deneyelim,' diyor ama söylemleri bu noktada çok da işe yaramıyor. Kadınlar uzun süre evliliklerindeki sorunları paylaşmaz. Paylaşamadıkları için yavaş yavaş depresyona girer. Kadın çalışıyorsa, hep bitkindir. Motivasyonu azalır. O noktada, kadın artık mutsuzluğunu dillendirmeye başlıyor.
İlk Tepki "Sus, Otur!" Söylemleri
Evliliğe olan ümidini kesen kadın bunu dillendirmeye başlıyor. Önce yakın çevresiyle paylaşıyor. Annesine anlatıyor, mesela... Ama çoğu anne de hemen kendi evliliğinden örnekler veriyor. 'Ooo baban bana neler yaptı, sen benim çektiklerimi çekiyor musun,' gibi... Anneniz de bir kadın. Bir şeyleri değiştirme yaşının geçtiğini bildiği için, size de tavsiyesi 'Sus otur,' olabilir.
O da sizi kendi kaderine mahkum edebilir. Böyle çok danışanım var. Yıllarca annesinin ona söylediklerini dinleyerek boşanma kararını erteleyen... Anneniz bile bu süreçte size destek olmayabilir, onu da affetmeyi bilin.
Kuşaktan Kuşağa Aktarılan Kalıplar: 'Boşanmış kadın olmanın bu toplumda nasıl algılandığını sen biliyor musun?'
Artık nüfus cüzdanlarında dul değil, bekar yazıyor. Hiçbir kaygın olmasın Tuluhan. Kadına aslında bu korku öğretiliyor. Çünkü bizim toplumda evlilik sosyal bir statü. Bilinçaltında evlilik, kadın için bir başarıdır! Evliliğini yürüten kadın başarılı kadın olarak algılanır. Halbuki şöyle bir gerçek var. İstatistiklerde de bu böyle; evlilik bittiyse eğer, kadın artık dayanamadığı için bitiriyor. Evlilik yürüyorsa, kadının çabası ile yürüyor. İstatistiklerde boşanmak isteyen erkek sayısı çok az. Bütün dünya ülkelerinde bu böyle. Evliliği kadın yürütür, kadın çaba gösterir, kadın artık dayanamadığı noktada evliliği bitirir. Boşanma talebi daha çok kadından gelir. Çünkü evlilik erkek için bir lüks.
"Boşanmış Kadın Olmak" Etiketi Kadını Yorar
Toplumun boşanmış bir kadına ve erkeğe bakışı farklıdır ve bu yanlış bakış da kadını yorar. Çoğu zaman boşanmış bir kadın olmak, toplum tarafından ayıplı bir etiket gibi algılanır ve sorgulanır. Bu durum, kadın üzerinde baskı oluşturur. Erkek içinse böyle bir sorun yoktur. Bu nedenle erkekler boşanmadan sonra daha rahat hareket eder ve boşanmanın olumsuz etkilerinden çabuk kurtulurlar.
Kadınlar, Annelik Duygularıyla Hareket Ettikleri İçin Daha Çok Yıpranıyor
Boşanmanın erkek ve kadında farklı yaşanmasında, beynin çalışma özellikleri de belirleyicidir. Erkeklerin beyni sorunları takıntı haline getirmeme eğilimindedir ve bunda da başarılıdır. Bu avantaj sayesinde, boşanma sonrasında erkekler duygularından çok mantıklarıyla hareket eder ve yaşananları kolay unuturlar. Kadınların beyni ise sorunların üzerinde tekrar tekrar düşünmeye meyillidir. Bu yüzden kadınlar yaşadıkları sorunlar üzerine düşünmeyi bırakıp hayatlarına devam etmekte zorlanırlar. Ayrıca çocukların durumu da, annelik duygularıyla hareket eden kadını daha çok etkiler.
Kadının bu iki özelliği, boşanmaya duygusal bakmasına neden olur çünkü kadın için duyguların yerine mantıkla hareket etmek daha zordur. Boşanma sonrasında duygusal ihmal yaşayan kadın, bu meseleyi tarn olarak zihninden çıkarmakta güçlük çeker ama sorunu hallettikten sonra yine güçlü bir şekilde hayatına devam edebilir. Erkek boşanma acısını aşmak için bir birim, kadın ise iki ya da daha çok birim çaba harcar, dersek durumu özetlemiş oluruz.
Eşler birbirlerinden boşanabilir ama annelikten, babalıktan boşanamazlar. Çocuğun bu gerçeği anlaması için, anne babanın ona hayatı boyunca yanında olacaklarını hissettirmesi gerekir.