Kuzey Güney Rüzgarı
Sezonun iddialı dizisi “Kuzey Güney”in oyuncuları Kıvanç Tatlıtuğ, Öykü Karayel, Buğra Gülsoy ve Bade İşçil bu kez romantik Fransız sineması tadında, sonbahar güneşinin altında.
Bade İşçil: "Erkek Olsaydım da Ben Kuzey'i Oynasaydım!"
Saat 08.00 suları. Arabayla İstanbul’dan 90 kilometre uzaklıktaki Sinekli Köyü’ne doğru ilerliyoruz. Yollar ıssız, bozuk. Kendimi soygun filmlerinde, arkasında milyon dolarlar taşıyan zırhlı banka arabasının koruması gibi hissediyorum. Çünkü kargomuz değerli. Sezonun en merak edilen dizisi “Kuzey Güney”in onbinlerce hayrana sahip oyuncularını uzun çabaların sonunda, bu defa bizim kurduğumuz sete götürüyoruz. Kıvanç Tatlıtuğ, Buğra Gülsoy, Öykü Karayel ve Bade İşçil.
Kıvanç Tatlıtuğ ve Buğra Gülsoy birbirinin tamamen zıttı iki kardeşi canlandırıyor. Kıvanç serseri ruhlu, başı beladan kurtulmayan Kuzey. Buğra ise ailenin gurur kaynağı Güney. Her ikisinin de aşık olduğu Cemre’yi Öykü Karayel oynuyor. Bade ise şimdilik Güney’in peşindeki zengin kız Banu.
İki saatlik bir yolculuğun ardından sete ulaşıyoruz. Kızlar karavanda hazırlanırken Buğra uyukluyor. Saçları yapılan Bade’yle sohbet ediyoruz. Diziyle ilgili onu en çok motive eden şey Kuzey karakteriymiş: “Erkek olsaydım da ben oynasaydım, ben de sarışınım, demeye başladım insanlara.”
Öykü Karayel: "Diziyi İzledikten Sonra İki GünKendime Küsüyorum"
Daha cümlesini bitirirken Kuzey, yani Kıvanç geliyor. Dizide sık sık gördüğünüz baklava karnı ve pazuları için her gün spora gidiyor. Hatta askeri disiplinle egzersiz programı veren boot camp eğitimi almış. Diyet yapıyor. Altı ayda 11 kilo verdi, hem de kas kaybetmeden. Kuzey için yaptığı tüm bu fiziksel fedakarlık onu gerçekten motive etmiş olmalı. Kıvanç dizide daha önceki tüm rollerinin izini, ifadesini, hatta vücut dilini bile silmiş ve yepyeni biri olmuş.
21 yaşındaki Öykü Karayel’i ilk kez geçen sezon Krek Tiyatrosu’nda, Berkun Oya’nın sahneye koyduğu “Güzel şeyler Bizim Tarafta” oyununda izledim. Çelimsiz, küçücük, içine kapanık, baş örtülü Ayşe karakteriyle sahnede devleşti.
"Oyunculuğum Yetmiyor"
Televizyondaki ilk tecrübesi ise sezonun en iddialı dizilerinden biri. Bu konuda zorlanmıyor değil. Diziyi izledikten sonra iki gün kendine küsüyormuş: “Nefret ediyorum. Sonra yavaş yavaş alışıyorum” diyor. Sonra ekliyor: “Tiyatroda prova şansınız var. Oyuna kadar kendinizi geliştirmeniz mümkün. Dizi çok hızlı ve kamera bütün eksiklerinizi okuyor. şimdi onları nasıl bertaraf ederim ona bakıyorum. Elimden gelenin en iyisini en çabuk şekilde yapmaya çalışıyorum.”
Kuzey ve Güney kardeşlerin aşık olduğu Cemre karakteri ona çok uzak. Cemre kontrolsüz, rahat bir kız. Hırsları uğruna her şeyi yapabilir. Öykü tam tersi, kontrollü ve çekingen.
Oyunculuğuna “yetmiyor” diyen biri daha var aramızda. Bade İşçil. Bade, moda tasarımı okurken hasbelkader oyunculuğa yönelmiş. Okuldayken bir arkadaşından sunuculuk teklifi almış. Ekranda göründüğünde de oyunculuk teklifi gelmiş. “Başta zorlandım. Hiç cesaretim yoktu. ıkna edilmiştim. Biraz yaptıktan sonra kolay olduğunu düşündüm. O kadar ne yaptığımdan haberim yoktu ki, yapıyorum bu işi diyordum. Birol Güven’in sit-com’unda biraz daha piştim, iyice sevdim bu işi. Eğitim aldım. Öğrendikçe hem zorluğunu gördüm, hem tadına vardım. Sonra ‘Ezel’ geldi zaten ve işin içine tamamen girmiş oldum.”
Buğra Gülsoy’un çok düzgün bir Türkçe’si, etkileyici bir ses tonu var. Anlattığı ne olursa olsun, etkileyici bir hikayeymiş gibi dinliyorsunuz. 29 yaşında. Doğu Akdeniz Üniversitesi’nde mimarlık okurken bir yandan da tiyatroda oynamış.
Mezun olduktan sonra bir süre daha Kıbrıs’ta Devlet Tiyatroları’nda oyunculuk yapmaya devam etmiş. Kısa film yönetmenliği, hatta Uluslararası Kıbrıs Kısa Film Festivali’nin direktörlüğünü yapmış. Bir yandan da grafik tasarım ve fotoğrafçılığa ilgisi var. Eski Nikon D70s’ine “çocuğum” diyor ve yanından ayırmıyor. Arkadaşlarıyla GET adlı bir yapım şirketi kurdu. Tiyatro ve sinema çalışmaları yapıyorlar. Bu arada dizilerde ve filmlerde oynuyor.
“Kuzey Güney”den önce “Fatmagül’ün Suçu Ne”de Vural rolüyle bir ilki gerçekleştirdi ve “vicdan sahibi tecavüzcü” diye bir kavramla tanıştırdı bizi! Dizide suç işleyen diğer iki arkadaşı gerçek hayatta sokakta kötü bakışlara maruz kalırken o, rol icabı sonunda vicdan azabından ölünce paçayı yırtmış oldu. Bu arada geçen yaz, Derviş Zaim’in Gölgeler ve Suretler’inde başrol oynadı. Yönetmenin adı geçince gözü parlıyor. Sinemada rol modeli, ustası.
“Kuzey Güney”deki Güney, şimdilik Kuzey’e karşı 2-0 önde. Hem kızı kapmış durumda, hem de hayatta başarılı. Bu arada gerçek hayatta da kısa bir süre önce yine oyuncu olan Burcu Kara ile evlendi Buğra . Bir oyuncunun en güçlü silahı nedir diyorum. “Yaşamışlığı” diyor, o tok sesiyle. Senin en güçlü yanın ne diyorum. “Başladığım işi yarım bırakmam” diyor. O zaman en zayıf yanını söyle! “Bürokratik işlerde hiçbir şeyin sonunu getiremem!”
www.gecce.com