İmkansızı Başaracak Kadar Güçlü “Osmanlı Tılsımı”
Osmanlı döneminde savaşa giderken gömlekler tılsımlanırdı; kazasız belasız eve dönüş için. Osmanlı döneminde üzerinde taşınan veya evin görünmez bir yerine gizlice saklanan tılsımlarla zengin, lale devri gibi çok zengin bir dönem yaşandı. Osmanlı döneminde kadim bilgiler harmanlandı, birçok sevdalı sevdiğine kavuştu.
“Tılsımlar, Büyük ve Gizemli Bir Enerji Taşırdı”
Değerli eşyalar ve mülkler koruma altına alındı, şifa bulundu, hazineler korundu. İmkansız aşıklar birbirine kavuştu, devletin alt kademesindeki sıradan bir memur padişahın yanına yerleşti. Padişahı çok özel bir tılsımlı yüzük korudu. O dönemde tılsımlar saraya özeldi. Halk arasında yaygın olarak kullanılan muskadan farklı, büyük ve gizemli bir enerji taşırdı.
Yıllar geçip, zenginleştikten, sevenler birbirine kavuştuktan, başarı kazanıldıktan sonra, yani: İhtiyaç bitmeye başladığında bu bilgiler unutuldu.
Fransız İhtilalinin dünyaya yansıması, efsuna “tu kaka”, tılsıma “cadılık” olarak bakılmasını sağladı. Bu korkutucu ve faydadan bile uzaklaştıran inanç astrolojiye “ fal” diyen düşüncenin ta kendisidir ve zenginlikten, başarıdan uzaklaşan sorunlu bir dünyanın belki de başlangıç noktasıdır. Meleklerle yapılan çalışmalara, şeytanla yapılan anlaşma gözüyle bakan zihniyet dünyayı saran ekonomik darboğazın sebebi hakkında sayfalarca literatür doldurabilir. Ama küçük bir tılsım kadar bile işlevsel ve yararlı değildir.
“Osmanlı’da Astroloji Önemli Ve Zorunlu Bir Dersti”
Lale zenginlik sembolüydü, efsundu bu nedenle çok yaygındı. Tılsım, efsun yaptıran kişiler şimdilerde bizim “evrensel dilek” dediğimiz evrenin, toplumun yararına olacak bir şeyde mutlaka yapardı. Bu gelenekti. Efsun, Osmanlı Devleti’nde sıkça kullanılır, bu nedenle devlet büyükleri; kütüphane, camii, sebil, çeşme yaptırarak gelenin bir bölümünü dağıttıklarına inanırlardı. Sanata değer verilirdi. Astroloji önemli ve zorunlu bir dersti. Simya ilmini bilen ustalara saygıyla davranılırdı.
“Tılsımlar: Başarı, aşk, para, zenginlik, yükseliş ve sağlıktan mülke kadar her şeyin korunmasında keskin, hızlı ve güçlüdür”
Tılsım ve efsun yapmak için ancak üst düzeydeki memurların astroloji haritası incelenirdi. O dönemde elle yapılan haritaların hesabı oldukça zordu. Bir yandan astroloji haritasında savaşların sonuçları görülmeye çalışılır, öte yandan sonuçlar tılsımla değiştirilmeye, iyilikle sonlandırmaya gayret edilirdi.
“Tılsımlar İmkânsızı Başaracak Kadar Güçlüdür”
Aslına bakarsanız günümüze kadar gelen tılsım ve efsun kullanımında modernizasyondan başka bir şey pek değişmemiştir. Amaç ve sonuca ulaşma kesinliği değişmez.
Osmanlı Tılsımları, dünyanın çok nadir bölgelerinde kullanılan “Gezegen Tılsımı”ndan ayrı olarak her koşulda müthiş bir korunma ve yükseliş sağlar. Tamamen kişiye özeldir. Başarı, aşk, para, zenginlik, yükseliş ve sağlıktan mülke kadar her şeyin korunmasında keskin, hızlı ve güçlüdür. Bütün tılsımlarda olduğu gibi uygulamacının gücüyle doğru orantılıdır ve inanıp inanmamakla alakası yoktur. İnanmasanız da çalışır. İnanmasanız da gücünü kanıtlar.
Hikâye o dur ki; Hürrem Sultan da, diğer sultanlarda tılsım yaptırmış, padişaha yakın olmuşlardır. Hikâye odur ki; kırk savaştan kansız dönenlerin üzerinde tılsımlı gömlekler vardır. Hikâye odur ki imkânsız âşıkları kavuşturan yegâne tılsım Osmanlı’da yapılmıştır. Hikâyelerin bitimsiz olması bu yaygın yöntemin kısa sürede sonuç vermesidir ve imkânsızı başaracak kadar güçlü olmasıdır.