Evlilikte İlk Adımı Atan Kazanır

hepimizaileyiz.com.tr
Yayın : 01.07.2012 - Güncelleme : 04.02.2024

“İnsanoğlu çoğu kez, satın alınamayacak bir duygu dünyasının varlığını unutuveriyor... Basit, kolay, ucuz değerlerden doğuyor tartışmalar. Yanlışlar ortaya dökülüyor. Suçlamalar, birbirini takip ediyor. Hiç kimse: “Benim yanlışım nerede?, Ben ne yapabilirim?...” diye düşünmüyor. Ve yine hiç kimse doğruyu görmeye, öğrenmeye hazır değil. Karşılıklı suçlamalar, eşlerin savunma mekanizmalarını harekete geçiriyor."

Her ilişki zorluklarla, çatışmalarla, iniş ve çıkışlarla karşı karşıyadır. Sürekli bir mutluluk beklentisi, hayal kırıklığına ve hüsrana yol açabilir. Çiftler, tatmin edici bir evliliğin sürekli çaba gerektirdiğini ve uyum sağlamanın beklentileri yönetmeye yardımcı olabileceğini öncelikle kabul etmeleri gerekiyor. 

En kolay, en ilkel savunma, karşındakini suçlamaktır. Yani, suçlamaya suçlama ile karşılık vermek. Bu tavır insana hiçbir şey kazandırmaz.” diyen Psikolog Prof. Dr. Suna Tanaltay, evliliklerinin seyirlik değil ömürlük olmasını isteyenlere, kitabında bakın hangi tavsiyelerde bulunuyor. 

Eşinizle ister kirli bulaşıklar kadar önemsiz, ister sadakatsizlik kadar ciddi bir konu hakkında tartışıyor olun, sevdiğiniz biriyle kavga etmek acı verir. Şu anda kendinizi kızgın, öfkeli, yalnız ve umutsuz hissedebilirsiniz, ancak araştırmalara göre kavganın etkileri uzun süreli olabilir; uzun vadede de zihinsel ve fiziksel sağlığınıza zarar verebilir. 

Çiftleri olumsuz bir ruh haline sokan evlilik çatışmaları, artan stres, kaygı ve depresyona neden olabilmektedir. Amerikalı Psikolog John Gottman'ın araştırmasına göre, çiftlerin çatışma durumlarında kullandıkları, kaçınılmaz olarak ilişkiye zarar veren ve boşanma olasılığını artırabilen dört iletişim alışkanlığı var: Eleştiri, suçlama, duvar örme ve küçümseme...

Bazı çiftler birbirlerine karşı, fark edilir düzeyde güven ve saygı gösterirler. Bu çoğu zaman onların birçok ilişkiyi rahatsız eden aptalca şeyler hakkında kavga ettiklerini hayal etmeyi zorlaştırır. Soru şu: "Evliliklerinde bu sağlıklı bağlantıyı sürdürmek için ne yapıyorlar?"

Hepimiz birbirimizle kavga edebilir ve hayal kırıklığına katlanabiliriz.

İşte, eşinizle duygusal bağınızı beslemek ve başarılı bir evlilik yapmanıza yardımcı olmak için denenmiş ve doğrulanmış yöntemler:

Evlilik Deneme-Yanılma Tahtası Değildir

Evlilik, çocuk oyunu değildir. Bir hevese kapılıp belki de bir hiç uğruna yuvasını dağıtanlar olabiliyor. Bazen de bu “deneme-yanılma”  olayları sürüp gider. Asıl önemli olan duygu ile sorumluluğu bir arada değerlendirebilmektir. Hemen her zaman yıkmak kolay değil, yapmak zordur. Kolayca kaçmak, insana hiçbir şey kazandırmaz. 

Öyleyse Çiftler Ne Yapmalı?

Evlilik bir son değil, ancak bir başlangıçtır.

Ne istediğini, niçin istediğini bilerek yola çıkmak gerekir.

Devamlı olarak bir tarafın fedakarlığıyla evlilik yürümez.

Evlilik karşıklık veriş, anlayış ve bütünleşme çabasıdır. 

Eşler, tartışmaktan çekinmeden, rahat rahat konuşabilmelidirler. Biri konuşurken, diğeri dinlemeyi bilmelidir.

Anlaşan eşlerin bareberliğinde, sırasında sessizlikler, suskunluklar da paylaşılabilir.

Eğer eşlerin ilgi duydukları konular, eğitim düzeyleri ve sosyal şartları birbirine yakın ise daha çok konuyu, daha zevkle paylaşabilirler.

Evlilik bir alış-veriş değil, veriş-alış’tır. Eşler birbirlerini, en az kendileri kadar düşünüp kayırmak zorundadırlar. Bu tavır, zorla değil, içtenlikle olursa bir anlam kazanır.

Eşler birbirlerine ve kendilerine olan saygılarını yitirmemeye özen göstermelidir. 

Bir günün meselesi ve tartışması bir sonraki güne taşınmamalıdır. Olayların yorumu ve çözümü sıcağı sıcağına yapılmalıdır.

Geçmiş konular da tartışılabilir. Ama, devamlı olarak aynı konuya saplanılmamalıdır. (Kadınların sıklıkla yaptığı bu davranıştan erkekler hiç hoşlanmazlar.)

Tartışma sonucunda yatakların ve odaların ayrılması, yararlı değil, zararlı  bir yöntemdir.

Barışmak için ilk adımı kim atarsa, en iyi davranmış olan odur.

Evlilikteki barışma çabalarında gurur çekişmelerine yer yoktur; olmamalıdır. İlk atımı atan kazanır.

Geç saatlerde, yorulmuş ve gerilmiş sinirlerle, hele içkili iken eşinizle tartışmayın.

Gerçek sevgi ile kurulmuş bir evlilikte, eşler her zaman kendilerinin değil, hiç değilse zaman zaman karşılarındakinin de haklı olabileceğini düşünüp, içtenlikle özür dilemeyi bilmelidirler.

Psikolojik bir gerçek de şudur: Devamlı olarak karşısındakini suçlayan kişi, aslında kendi kendisini suçlamaktadır.

Evlilik, iki kişinin oluşturduğu bir bütündür. Birbirinizin ailelerini suçlamayın. Onları tüm hayat meselelerinize de katmayın.

Seven insanın, hoşgörülü de olabileceğini unutmayın.

“Ben” değil, “Biz” demeye alışın.

Yalnızca birbirinize değil, biraz da aynı yöne bakmayı deneyin.

Başkalarının yanında eşinizi küçük düşürme çabaları sizi yüceltmez, değerinizden düşürür.

Küçük kırgınlıkları bir yana bırakıp başkalarına karşı bir bütün olmayı ve birbirinizi desteklemeyi unutmayın.

Filozof H. Cibran şöyle der: “Birbirinize çok yakın olun; fakat tekliğinizi muhafaza edin. Çünkü mabedin direkleri de birbirinden ayrı durur ve aralarında göklerin rüzgarları dolaşır.”

Birlikte Zaman Geçirin

Eğer bir ilişkinin mutlu ve başarılı olmasını istiyorsanız, eşinizle birlikte geçirdiğiniz her zaman önemlidir. En mutlu çiftler yıldönümlerini kutlar, birlikte gezilere çıkar ve egzotik yerleri ziyaret eder. Eşleriyle birlikte geçirdikleri zamana değer veren çiftler mutluluklarını devam ettirirler.

Birlikte Eğlenin

Pek çok evli çift, ilk etapta evlenme nedenlerini unutabiliyor. Aslında çiftler genellikle aşık oldukları, birbirlerinin arkadaşlığından keyif aldıkları ve bunu sonsuza kadar birlikte yapmak istedikleri için evlenirler.

Birlikte eğlenmek, evliliğinizi sağlıklı tutarken, yakınlaşmanın da en iyi yoludur. Hayatta ciddi olmanız gereken zamanlarla, aptal olmanız gereken zamanları dengelemek çok önemlidir. En iyi, en mutlu evlilikler her ikisinin de dengesi üzerinde yürür... 

Birlikte Yatağa Gidin

Başlangıçta çoğu çift, birbirleriyle uykuya dalmadan önce birlikte yatmak ve eğlenmek konusunda heyecanlıdırlar. Ancak en mutlu çiftler zaman geçtikçe bunu yapmaya devam ediyor. Bu, basit bir cinsel yaşamın çok ötesine uzanır. Farklı zamanlarda yatma dürtüsüne direnecekler ve çoğu zaman birlikte yatmayı seçeceklerdir.En mutlu çiftler, karşı tarafın arkadaşlığından keyif almak için birbirlerine zaman ayıranlardır... 

Anlaşmazlıkları yapıcı bir şekilde yönetin

Her ilişkide çatışma kaçınılmazdır ve evlilik de bir istisna değildir, ancak asıl farkı yaratan şey onu nasıl yönlendirdiğinizdir.