Emzirmek Gebelikten Korur mu?
Çoğu kadının inancıdır emzirmenin kendilerini gebelikten koruduğu. Peki gerçekten de durum öyle mi? Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op. Dr. Remzi Aydınbu soruya en açıklayıcı yanıtı veriyor.
Hamilelik ve doğumla birlikte, annenin vücudundaki pek çok hormonda artış olur. Annenin bebekle teması ve bebeğin meme emmesiyle artan hormonlardan birinin görevi de, yumurtalıklara bebeğin varlığını duyurmaktır. Böylece yumurtalıklar, yumurtlamayı durdurur. Yani süt anneyi gebelikten korur. Ancak bu sürpriz gebeliklerin olmayacağız anlamına gelmiyor.
Bebeğin düzenli olarak emzirilmesi, bu sürecin devamını sağlamakla beraber, süt üretimi için gerekli olan prolaktin hormonun kandaki seviyesini de yükseltir. Bu hormonun bir diğer görevi de bir bebeğin varlığını vücudun tüm organlarına ve yumurtalıklarına duyurmaktır. Bu duyuruyu düzenli olarak alan yumurtalık, yen bir gebeliğe yol açabilecek yumurtlama faaliyetine son verir.
Cinsel istek azalır. Vagen kuruluğu gelişir. Bütün bu gelişmenin ana amacı, büyüyen yeni nesli korumaktır. Bun nedenle “süt korur” demek mümkündür.
Bu yöntemle korunmanın, yüzde 98-99 arasında başarılı olduğu bildirilmiştir. Ancak bu başarı oranını yakalamak için:
•Anne, bebeği beslemek için ek gıda ve su kullanmamalı.
•Emzirme aralıkları gündüz 4, gece ise 6 saatten fazla olmamalı.
•Lohusalık kanamalarının bitmesinin ardından, aybaşı kanamaları başlamamış olmalıdır.
Ekolojik Emzirme
İlk 6 aydan sonra başarı oranı belirgin olarak düşer. Başarı oranını belirgin olarak düşer. Başarı oranını ilerleyen zamanlarda da yüksek tutabilmek için bazı kriterler belirlenmiştir. Bunlar karşılandığında ilk 6 aydan sonra, ilk adet görülünceye kadar olan başarı oranı yüzde 94 olarak bildirilmiştir.
Ortalama olarak adet görmeye başlama 14 ay olarak bildirilmiştir. Bu kriterlerin karşılandığı doğum kontrol yöntemi de “ekolojik emzirme” yöntemi olarak adlandırılmıştır. Belirlenen toplam 7 kriter şunlardır:
1.Doğumdan sonraki ilk 56 gün hariç, vajinal kanama olmamalıdır.
2.Emzirme ilk 6 ay için bebeğin tek beslenme kaynağı olmalıdır. Pompa kullanılmamalı, su dahi verilmemelidir.
3.Emzik kullanılmamalıdır. Bebeği sakinleştirmek için emzirme tercih edilmelidir.
4.Emzirme mümkün olduğunca sık ve uzun olmalıdır. Programlı aralıklarla emzirme yöntemi uygulanmamalıdır. Bebek her istediğinde meme verilmelidir.
5.Bebek gece anne ile beraber uyumalıdır. Fakat yapılan araştırmalar “ani bebek ölüm sendromunda” aynı yatakta uyuma ile artış görüldüğü bildirilmiş olduğu için ya gerekli önlemler alınmalı ya da bebek annenin yatağının yanında kendi yatağında yatırılmalıdır.
6.Annenin, gündüz de bebek ile beraber aralıklarla uyuması sağlanmalıdır. Anne ile bebeğin dokunsal beraberliğinin prolaktin hormon miktarını artırdığı gösterilmiştir.
7.Bebek bakımı ile anne birincil olarak ilgilenmelidir. Bir bakıcının uzun süreler bebek ile ilgilenmesi annenin bebekten uzaklaşmasına yol açabilir.
Fakat bütün bunların karşılanmasına rağmen en azından yüzde 6 başarısızlık oranı olduğu unutulmamalıdır. Her bünyenin duyarlılığı farklı olabileceği gibi bazen herhangi bir nedenle (işe başlama, meme başı çatlakları, bebeğin hastalıkları gibi) süt verme frekansı düştüğünde, yumurtalığın çalışmaya başlaması sürpriz bir gebeliğe yol açabilir. Bu nedenle eğer bu tür sürprizler istemiyorsanız, uzman doktorunuza danışarak, sizi üzmeyecek başka bir doğum kontrol metodunu kullanın.