"Barışma Seksi'ne Güvenmeyin!"
Şiddetli tartışmaların sonunda çiftlerin sık başvurduğu ‘barışma seksi’, sanılanın aksine ilişkiye yarar değil zarar veriyor. Nasıl mı? İşte cevabı… Kavganın ve çatışmanın olmadığı bir ilişki düşünülemez. Ancak ortada gerçek bir sevgi varsa, çiftler genelde kaybetme korkusu yaşarlar. Sorunlarını çözmek yerine üstünü örtmek için de doğal bir dürtü ile ‘barışma seksi’ denilen olguya sığınırlar. Peki bu doğru bir yöntem mi?
Cinsel Sağlık Enstitüsü Derneği (CİSED) Genel Başkanı Dr. Cem Keçe, bu yöntemin çiftleri istenmeyen bir sona bile götürebileceğini söylüyor.
"Kronikleşen Sorunları Cinsellik Çözemez"
Dr. Keçe’ye göre, pek çok çift kırgınlıklarını veya beklentilerini birbirlerine söylemeye utanıyor, korkuyor ve çekiniyor. Bundan dolayı çatışmaların büyütüldüğünü ve tarafların kendilerini geri çektiğini belirten Dr. Keçe, saldırganlaşmanın da sonucunda çiftlerde bir küskünlük halinin başladığına dikkat çekiyor. Dr. Keçe, çiftlerin genelde barışma seksini, bu olumsuz durumlardan kurtulmak için etkili bir silah gibi kullandıklarının altını çizerken çok ilginç saptamalarda bulunuyor.Krizi Aşabilmenin Tek Yolu Sağlıklı İletişim Kurabilmektir
Yoğun ve şiddetli kavgaların sonunda taraflar geriliyor. Sonuçta birbirlerini kaybetmekten korkan çiftler, çareyi en iyi bildiklerini yapmakta, bedenlerine sığınmakta buluyorlar. İşte buna barışma seksi diyoruz. Çiftlerde olumsuzluktan kurtulma çırpınışı, cinsellikte karşımıza barışma seksi olarak ortaya çıkıyor. Belki o an için kurtarıcı olabiliyor, ama bu olgu meselelerin üstünü örtüyor ve gelecekte sorunları daha da büyütüyor. Sonra öyle bir hal alıyor ki, artık çiftler kronikleşen sorunlarını cinsellikle bile çözemiyorlar. Bu krizi aşabilmenin tek yoluysa sağlıklı iletişim kurabilmekle mümkün.
“Seks Barışmak İçin Değildir!"
Kavga halindeki erkek ve kadın birbirlerine bedenlerini sunmak zorunda hissederek, duygularını düşüncelerini, korkularını ve beklentilerini ifade etmeyi engelliyorlar. Oysa çatışmaları sonlandırmanın çaresi cinsellik değildir. Çiftler önce duygularını, beklentilerini ve hayal kırıklıklarını birbirleri ile paylaşmalı. Taleplerini dile getirerek ve karşılıklı konuşarak çatışma sebeplerini anlamalı ve gerçek çözüm yollarını keşfetmeleri daha doğru bir yaklaşım. Zaten cinsellik bu sürecin sonundan kendiliğinden gelecektir.
Seks, barışmak için yapılan bir görevden ziyade ruhun ve bedenin paylaşılmasıdır. Yani cinsellik, rahatlamış ve gevşemiş bir halde, sevişmenin ve dokunmanın verdiği hazza odaklanarak, haz alıp haz verebilme, ruhu ve bedeni paylaşabilme, ne olursa olsun bir şekilde boşalabilme bilim ve sanatıdır.
Tüm bu bilgilerin ışığında Dr. Keçe’nin çiftlere çok önemli bir uyarısı var:
“Kaş Yaparken Göz Çıkarmayın!"
Çiftlerin yapacağı en büyük hata, tartışmanın külleri soğumadan gerçekleşecek bir cinselliktir. Cinsellik, temelinde sevginin ve hazzın uyumudur ve böyle algılanmalıdır. Yani barışmak için sunulan bir bedel değildir. Barışma seksi çatışmaları sonlandırmaz sadece üstünü örter. Bu adeta kiri halının altına itmektir. Unutulmaması gereken şu ki, barışmak öncelikle gönülle olmalı.
Biz çiftlere, bedeni kullanarak barışmak yerine, önce gönülden barışmayı tavsiye ediyoruz. Hemen cinselliğe sarılmak yerine birlikte yürüyüşe çıkmalarını, sportif faaliyetleri, nefes ve gevşeme egzersizleri yapmalarını öneriyoruz. Bu, birlikte vakit geçirebilecekleri herhangi bir etkinliğe katılmak da olabilir.
Ruhu ve Bedeni Dinginleştirmek Cinselliği Kendiliğinden Mümkün Kılacaktır
Yöntem ne olursa olsun hedef, küllerin soğuması, kalplerin huzur bulması, tarafların birbirlerini yeniden kazanması, belki de ilişkilerini gözden geçirmek için bir mola vermelerini sağlamaktır. Ruhu ve bedeni dinginleştirmek, gerilimlerden uzak kalmak ve çatışmadan çıkmak zaten iyi bir cinselliği de kendiliğinden mümkün kılacaktır. Stresin ve kavganın üzerine yapılan cinsellik beklentileri de, hayal kırıklıklarını da büyütür.