HASTALIKLAR

Reflüden Tamamen Kurtulmak Sizin Elinizde!

Cansu Buldu ÇAN Cansu Buldu ÇAN
Yayın : 19.12.2011 - Güncelleme : 05.02.2024

Ükemizde ve tüm dünyada en sık görülen hastalıklardan biri de reflü. Tüm dünya genelindeki ilaç satışları bu gerçeği doğruluyor. Aslında bu ilaçların hastalığı tedavi edici bir niteliği olmadığını ve  günü kurtarmaktan öteye geçemediklerine dikkat çeken İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fak. Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları ABD, Metabolizma ve Beslenme Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Ahmet Aydın, düşük şekerli bir diyet olan “Taş Devri diyeti”ni uygulayan kişilerin çok büyük bir bölümünde -neredeyse hepsinde- reflünün birkaç gün içinde kendiliğinden kaybolduğunu söylüyor.

İşte Prof. Dr. Aydın’ın reflü hastalarını sevindirecek çarpıcı açıklamaları.

Reflüden Tamamen Kurtulmak Sizin Elinizde

Hastalar reflüyü genellikle göğüs kemiğinin altında bir “yanma” ve ”baskı” olarak hisseder, bazen de bu yanma hissi boğaza doğru yansır.

Reflü Neden Olur?

1. Reflü Nedir ve Neden Olur? 

Gastroözofagiyal reflü (GÖR) ya da kısacası reflü mide içinde bulunan yemek ve asidin yemek borusuna (Özofagus) geri tepmesine verilen isimdir. Göğüste yanma yaptığı için halk arasında “göğüs yanması” olarak da biliniyor. 

  • Reflü Neden Olur?

Yemek borusunun (özofagus) alt ucunun mide ile birleştiği yerde alt özofagus büzgeçi (sfinkter) denilen, kastan oluşmuş kapak benzeri bir yapı bulunuyor. Bu büzgeç yutma sırasında yemek mideye inerken gevşeyip açılıyor, diğer zamanlar büzüşüp kapanıyor. Normalde yemek borusu yolu ile mideye inen yiyecek nadiren mideden tekrar yukarıya, yemek borusuna çıkıyor. Olsa da bu çok kısa sürüyor.

Reflüde yemek borusu (özofagus) alt büzgeçi kapalı olması gerektiği zaman gevşer ve mide içeriği yemek borusuna geri kaçar. Mide şişkinliği mevcut durumu azdırıyor. Geri kaçış nadiren bu büzgeçin tonusunun (belirli kasılma hali) yetersizliğine, yani gevşekliğine bağlı.

Mide yüzeyini döşeyen hücreler midenin salgıladığı güçlü aside karşı dayanıklı. Halbu ki yemek borusunun döşemesinin bu güçlü asitten korunacak bir özelliği yok. Uzun süre mide asidine maruz kalırsa burada mikropsuz bir iltihap gelişiyor; buna tıp dilinde ösofajit deniyor. Ösofajit uzun erimde yemek borusu kanserine yol açabiliyor.

 

Reflünün Belirtileri Neler?

2. Reflü Olduğunuzu Nasıl Anlarsınız?

Hastalar reflüyü genellikle göğüs kemiğinin altında bir “yanma” ve ”baskı” olarak hisseder, bazen de bu yanma hissi boğaza doğru yansır. Yanma ve baskı tarzında olan bu yakınmalar yemekten sonra artar ve bazen saatlerce sürebilir. Bazen ağza ekşi su da gelebilir. Astım, larenjit (ses kısıklığı), yutma güçlüğü görülebilir.

Reflü tedavi edilmez ise yemek borusunda darlık ve kanamalara yol açabiliyor. Astımlı hastaların en az üçte birinin altında sebep olarak reflü vardır. Uzun süre reflüsü olan bir kişide yemek borusu kanseri de gelişebiliyor.

 

3. Reflü Teşhisi Nasıl Konur?

Hastanın şikâyetleri iyi değerlendirilirse reflü teşhisi hiçbir laboratuvar yöntemine başvurmadan genellikle rahat konuluyor. Başka şüpheli bir durum yoksa radyolojik incelemelere ve endoskopiye nadiren gerek duyuluyor.

Klasik reflü tedavisinde üç grup ilaç kullanılıyor; anti asitler, H2 reseptör kırıcıları ve proton pompa inhibitörleri. Antiasitler mide asidini nötralize eden bikarbonat gibi alkali maddeler. Diğerleri ise mide asidini azaltan ilaçlar. Bu ilaçlar grup olarak birçok ülkede en çok satan ilaçlar arasında birinci ya da ikinci sırada.

Her ne kadar akut devrede bu ilaçlar yemek borusundaki yanmayı azaltsa da hastalığı tedavi edici bir özellikleri yok. Uzun süre kullanılmaları halinde bir yığın ciddi yan etkileri de oluyor.

Sanılanın aksine reflülü hastalarda midenin asit üretiminde bir fazlalık yok. Hatta birçok reflülü hastada (özellikle yaşlılarda) mide asit salgısı düşük (1). Mide asidinin çok sayıda görevi var. Bunun ilaçlarla azaltılması bir yığın yan etkilere neden oluyor.

Reflü İlaçlarının Yan Etkileri Neler? 

4. Reflü İlacı Yüzünden Zatüre Olabileceğinizi Biliyor muydunuz?

Hekimlerin büyük çoğunluğu bu ilaçların yan etkileri hastalarına açık açık anlatmıyor. Mesela o hasta belki mide ilacı yüzünden zatüre oluyor ama kendisi bunu bilmiyor. Hatta muhtemelen hekimi de.

  • Bilinçli Beslenme Reflüyü Yok Edebiliyor

Şişman kişilerin çoğunda reflü var. Bu nedenle fazla yağlı yiyeceklerin reflüye neden olduğu ileri sürülmüş. Fakat reflünün diyetteki yağ miktarı ile değil, şişmanlıkla ilgisi olduğu gösterilmiş.

Buna karşılık rafine (hızlı kana karışan) şekerlerin diyetteki fazlalığı ise reflüye neden olmakta. Yapılan bir araştırmada reflüsü olan hastaların diyetindeki glisemik endeksi yüksek gıdalar çıkartıldığında hastalık belirtilerinin bir hafta içerisinde düzeldiği gösterilmiş.

Hatta bu çalışmaya katılan hastalar alkol, sigara ve kahve gibi kötü alışkanlıklarına devam etmelerine rağmen reflü şikâyetleri düzelmiş. Bahsi geçen hastalar mide ilaçlarının tümünü kesmişler. Maalesef bu konuda yapılan tek araştırma bu.

Bizim gözlemlerimiz de aynı şekildedir. Düşük şekerli bir diyet olan “Taş Devri diyeti”ni uygulayan kişilerin çok büyük bir bölümünde (neredeyse hepsinde) reflü birkaç gün içinde kendiliğinden kayboluyor. Düşük şekerli diyetin reflüyü nasıl azalttığının mekanizması iyi bilinmemekte.

Taş Devri Diyeti İle Reflüyü Önlemek Mümkün 

5. Reflü İlaçsız Tedavi Edilebilir mi? 

Reflü ve ülseri benzer şekillerde tedavi ediyorum. İkisini birlikte anlatayım. Acil tedavinin ilk adımı hastaya 3 saatte bir 500 mL (1 küçük pet şişe ya da 2.5 büyük su bardağı) su vermek (günde toplam en az 4 litre). Akut dönem geçtikten sonra hastaya yemekten yarım saat önce 250mL yemekten 2.5 saat sonra 250mL ve aralarda istediği kadar su içmesini öneriyorum.

İkinci önemli adım rafine şekerlerin, un ve şekerden mamul gıdaların, belirgin bir şekilde azaltılması. Taş Devri diyeti bu amaca çok uygun.

. Taş Devri Diyeti ile Reflüden Kurtulmak Mümkün

  • Nedir Taş Devir Diyeti? 

Prof. Dr. Aydın’ın “Taş Devri” adlı kitabında bu konuda çok daha ayrıntılı bilgilere ulaşabileceğiniz Taş Devri diyetini şöyle özetleyebiliriz: 

• Tuz, şeker ve un kullanılmaması gerekiyor.
• Her yiyeceğin doğal şekline en yakın olarak tüketilmesi önemli.
• Çiğ yiyeceklerin toplam diyetin en az yüzde 60'ını oluşturmalı.
• Kırmızı et kullanımı serbest. Ancak katkı maddelerinden dolayı salam-sosis gibi et ürünlerinin tercih edilmemesi gerekiyor.
• Beyaz etin de yemek listemizde mutlaka yer alması gerekiyor.
• 'Ağır metal zehirlenmesi riskini azaltmak için çiftlik balıkları yerine küçük balıklar tercih edilmeli.
• Sadece veteriner gözetiminde kesilmiş hayvanların sakatatı yenmeli.


• Et ve hayvani yağ, balık, tavuk, zeytinyağı, fındık yağı, yumurta, az şekerli meyveler, sebzeler, kabuklu kuru yemişler, süt ürünleri istenildiği kadar yenilmeli.
• Tahıllar, unlu gıdalar, patates, şeker ve tatlılardan uzak durulmalı.
• Baklagiller ve çok şekerli meyveler ise olabildiğince az tüketilmeli.
• Sebzeler ve yeşil yapraklılar daha çok çiğ tüketilmeli.
• Doğal yetiştikleri için ebegümeci, kuzukulağı, ısırgan otu, semizotu, labada gibi yabani otlar tercih edilmeli.
• Kayısı, üzüm, muz, gibi şeker içeriği yüksek meyveler sınırlı yenilirken, üzüm çekirdeği ve kabuğu, çilek, yaban mersini, kızılcık gibi meyvelerin çok yüksek antioksidan etkilere sahip olması nedeniyle bolca tüketilmeli.
• Sütten çok mayalanmış süt ürünlerinin tüketilmesi, günlük mandıra sütünün satın alınması gerekiyor.
• Nohut, fasulye, mercimek, bezelye, börülce gibi baklagillerin ise haftada en fazla 2-3 kez tüketilmesi gerektiği vurgulanıyor.

Prof. Dr. Aydın, lokmaların iyice çiğnenmesi ve günde en az yarım saat hızlı yürüyüş yapılması veya yavaş koşulması, merdivenlerin çift çift çıkılması gerektiği konusunda da uyarıyor.

 

Konular :

#reflü nedir #reflü neden olur #reflüden kurtulmak #reflü belirtileri #reflüden ilaçsız kurtulmak #reflü tedavisi #reflü için naslı beslenmeli #reflü ilaçlarının yan etkileri