BESLENME

Piyasadaki Tuzlar Siyanür mü İçeriyor?

Hepimiz Aileyiz Kurumsal Icon hepimizaileyiz.com.tr
Yayın : 15.03.2019

Piyasadaki Tuzlar Siyanür mü İçeriyor

Beslenme ve Diyet Uzmanı Dyt. Buket Yavuz Koçoğlu, 11-17 Mart Dünya Tuza Dikkat Haftası dolayısıyla tuz kullanımı hakkında uyarılarda bulunuyor.

Ülkemizde yemek lezzeti dendiğinde akıllara önce tuz kullanımı geliyor. Tuz sağlık için gerekli bir mineral olsa da tüketim oranı sağlık açısından büyük önem taşıyor. Bilhassa piyasada bulunan tuzlara yapılan siyanür katkısı göz önünde bulundurulduğunda tuz tüketimini sınırlandırmak zaruri hale geliyor. Uzmanlarsa yemekleri tuz yerine baharatlarla tatlandırmanın daha faydalı olacağını savunuyor.

Vücudunuz tuza ihtiyaç duymuyor

İnsan vücudu aslında tuza hiç ihtiyaç duymaz. Çünkü tuzda bulunan temel mineral sodyum; meyve, sebze ve süt – yoğurt – peynir gibi süt ürünlerinde de yer alır. Bu nedenle vücutta tuz ihtiyacı oluşmaz. Yani tuz kullanımının asıl nedeni damak lezzetinin tuza alışkın olması ve tüm yemeklerde aynı lezzeti aramasıdır. Oysa aşırı tuz kullanımı vücut sağlığı açısından bazı riskler oluşturabilir. Fazla tuz kullanımı böbreklerin solüt yükünü artırabilir, tansiyonu yükseltebilir ve damar sertleşmesinin yaşanmasına neden olabilir. Bu sebeple sofra tuzu tüketimi sınırlandırılmalıdır. Tuzu süzemediği içinse bebeklere 1 yaşına kadar hiç tuz verilmemelidir.

Piyasadaki tuzlar siyanür içeriyor

Raflarda satılan tuzlarda topaklanma problemi yaşanmaması için içeriğine potasyum ferrosiyanür (E 536), sodyum ferrosiyanür (E 535) ve kalsiyum ferrosiyanür (E 538) gibi katkı maddeleri eklenir. Bu maddelerde de bir miktar siyanür bulunur. Tuzlara dahil edilen bu katkı maddelerin miktarını Türk Gıda Kodeksi belirler. Bilinir markalar bu konuda daha hassas olsalar da tuzun tüketim miktarı büyük önem taşır. Çünkü aşırı tuz kullanımı katkı maddelerinin de fazlaca alınımını, dolayısıyla zehirleyici etkileri de beraberinde getirecektir. Tuzlarda çok yüksek miktarlarda siyanür kullanılmaz ancak yine de az az ve süreli bu katkıyı almak vücudu zehirleyebilir.

Doğal tuz tercih edin

Tuz tüketiminde alınabilecek bazı önlemler vardır. Özellikle sanayi tipi tuzlar alınırken mutlaka etiketi okunmalı ve katkı maddeleri varsa alınmamalıdır. Diğer yandan doğal tuzlar her zaman öncelikli olarak tercih edilmelidir. Doğal tuzlar evde öğütülerek kullanılabilir. Doğal tuzlar daha serttir ancak sağlık açısından doğal tuzlar tercih edilmelidir. Bir diğer alternatif de tuz kullanımını sınırlamaktır. Tuzu azaltmak sağlık için de önemli bir adım olarak düşünülmelidir. Bedenin tuza ihtiyacı olmadığı düşünülürse tüketimi hiçbir zaman zorunlu hale gelmez.

Yemekleri tuz yerine baharatlarla tatlandırın

Tuz tüketiminin kesilmesi birden zor olacağından azaltılarak bırakmak daha kolay olacaktır. Dünya Sağlık Örgütü (WHO) günlük tuz kullanımını ortalama 5 gramla sınırlandırmayı tavsiye ediyor. Bu nedenle tuz alımının bu miktarın üzerinde olmaması gerekir. Tuzu azaltabilmenin bir diğer yolu da baharat kullanımını arttırmaktır. Baharatlar yemeği aromalandırdığı için tuz tadına daha az ihtiyaç duyulur. Yemekler tuz olmadan da baharatlarla gayet lezzetli olabilir. Böylece refleks olarak gelişen tuz kullanımı da ortadan kalkmış olur.

Damak tadınızı değiştirmeyi deneyin

Beslenmede yapılan küçük değişimlerle bazı sağlık sorunları gelişmeden önlem alınabilir. Özellikle ailede hipertansiyon ya da damar sertliği olan hastalar varsa bu kişilerin tuz kullanımını sınırlandırması çok önemlidir. Bebek ve çocukların böbreği de tuzu çok kolay süzemediğinden çocuklara tuzlu yiyecekleri vermemek gerekir. Ancak tuz ihtiyacını sınırlandırmak için damak tadı değiştirilebilir. Genel vücut sağlığı ve düzenli bir yaşam için bu adımın mutlaka atılması gerekir.

Konular :