EVLİLİK HAYATI

Evlilik Hayatından Beklentiler ve Gerçekler Neler? Evlilikte En Çok Hayal Kırıklığına Uğrayan Taraf Kadınlar!

Melis Demiryas Melis DEMİRYAS
Yayın : 17.01.2017 - Güncelleme : 21.04.2023

Evlilik insanları daha mutlu, daha sağlıklı ve daha bağlı mı kılıyor, yoksa bekarlık sultanlık mı?  Halk arasındaki yaygın bir inanış kadınların bekarken daha başarılı, erkeklerin de evli olduklarında daha iyi durumda oldukları şeklinde. Bir başka inanış ise evlenmenin herkes için daha iyi olduğunu, evliliğin insanları daha mutlu, daha sağlıklı ve daha bağlı kıldığını ve hatta daha uzun süre canlı tuttuğunu iddia ediyor.  

Peki gerçek nedir? Bu alanda dünyada yapılan önemli araştırmaları inceleyen Uzman Klinik Psikolog Mehmet Başkak, ilginç sonuçlara ulaştı:

Evlilikte En Çok Hayal Kırıklığına Uğrayan Taraf Kadınlar

Evlendikten sonra eşinizle ilişkiniz ruh arkadaşlığından, oda arkadaşlığına mı geçiş yaptı? Eşinizdeki aranızdaki kıvılcımı geri getirmek mümkün mü? 

Kimler Evlilik Hayatında Daha Mutlu?

1. Ne Zaman Daha Mutluydunuz?

  • Evlendikten Sonra mı, Evlenmeden Önce mi Daha Mutluydunuz? 

İnsanlar genellikle evlilikten sonra daha mutlu olmuyor. Evli erkeklerin ve evli kadınların ilişkileri ile ilgili olarak zamanla memnuniyetsizliklerinin artığı tespit edildi.  

Evlilikte en çok hayal kırıklığına uğrayan kadınlar oluyor. 1912 yılından bu yana süregelen uzun ömürlü çalışmalara göre, en uzun yaşayanlar bekar ve evli olanlar. Boşanmışlar, boşanan ve yeniden evlenenler daha kısa yaşıyorlar. 

Boşanma Kararını Önce Kim Veriyor?

2. Boşanma Davasını Genelde Kadınlar Açıyor  

Evlilikteki reaksiyonların cinsiyet farkını gösteren en güvenilir göstergelerden biri, kimin boşanma davası açtığıdır. Bu farklılık, en azından geçmişten 1867 yılına kadar belgelenmiştir ve günümüzde hala geçerliliğini korumaktadır. Avrupa, Avustralya ve ABD'de kimin bir evlilikten uzaklaşması olasıdır? Cevap: Kadınlar. 

1867'de ABD'deki boşanmaların yaklaşık yüzde 62'sini kadınların isteğiyle oldu ve bu sayı günümüzde artık yüzde 70'e yaklaştı. 

  • Eşlerinin Ölümüne Kadınlar Daha Rahat Uyum Sağlıyor  

Bazı evlilikler bir eşin ölümü ile sonuçlanır ve bu hem erkekler hem de kadınlar için çok üzücü olabilir. Yine de, kadınların erkeklere göre daha hızlı bir şekilde eşlerinin ölümüne uyum sağladıklarını gösteren bulgular vardır.

 

  • Boşanan Kadınlar Kolay Kolay Evlenmiyor 

Bir evlilik sona erdiğinde, ne sebeple olursa olsun, kadınlar erkeklere göre yeniden evlenmeyi daha az denerler. Yeniden evlenme oranları erkekler için neredeyse kadınlara oranla iki kat daha yüksektir.  

  • Kadınlar Bekarlığı ve Yalnızlığı Tercih Ediyor  

Bekar yaşamda, evlilikte olduğu gibi, güvenilir cinsiyet farklılıklarının olmadığını gösteren önemli çalışmalar var. Farklılıklar olduğunda, bekar ya da yalnız yaşarken daha iyi durumda olan kadınlardır. 

Bekar Kadınlar Daha Mutlu

Yapılan son araştırmalara göre, boşanan kadınlar daha mutlu... 

  • Erkekler Bekar Kalamıyor 

Evlilikle ilgili yıkılmış mitlerden biri, evli insanların diğer insanlarla daha fazla bağlantılı olduğunu ve toplulukları bir arada tutan kişilerin olduklarını iddia etmesidir. Aslında, bir dizi çalışma, bekar kişilerin bunu evli insanlardan daha fazla yaptığını gösteriyor. Bekar kişi evli insanlara kıyasla kardeşler, ebeveynler, komşular ve arkadaşlar ile ilişkilerini sürdürmek için daha fazla şey yapar. 

İnsanlar evlendiğinde ise, genellikle dışa kapalı olurlar. Evlilik eşit derecede kadınların ve erkeklerin sosyal ilişkilerini sınırlandırabiliyor.

 

3. Bekar Kadınlar Sosyal Ağlarda Daha Aktif  

Yalnız yaşayan insan sayısındaki hızlı artış, zamanımızın en önemli demografik değişimlerinden biridir. Bu olgu üzerine kitaplar yazan araştırmacılar, medyadaki korkutucu hikayelerin aksine, yalnız yaşayan insanların çoğunun iyi durumda olduğunu keşfettiler.  

Hayat boyunca bekar insanlar arasında, kadınlar genellikle sonraki yaşlarda oldukça iyi durumda oluyorlar. Bir araştırma kapsamında Avustralya, Finlandiya, Hollanda, İspanya, Birleşik Krallık ve ABD’de farklı evlilik ve ebeveynlik statüsündeki yaşlıların (65 yaş ve üstü) sosyal ağları incelendi. 

Genel olarak, hiç çocuğu olmayan insanların sosyal ağları en kısıtlı olanıydı. Ancak büyük bir istisna vardı: Altı ulusun beşinde hiçbir çocuk sahibi olmayan kadınlar, hayatları boyunca bekar olmuşlardı; daha geniş sosyal ağları vardı; arkadaşları gündelik destek sisteminin önemli bir parçasıydı. Hayatları boyunca, bekar kadınlar yalnız yaşlanmıyorlardı.

 

4. Kadınlar Yalnız Yaşarken Daha Mutlu ve Daha Huzurlu  

ABD'deki yaşlılar hakkında yapılmış araştırmalar, kadınların tek başına yaşarken, erkeklerden daha iyi durumda olduklarını, ancak erkeklerin diğer insanlarla yaşarken nispeten daha iyi olduğunu buldu. Kadınlar yalnız yaşarken ilgilendikleri şeyler için daha fazla zamanları olurken, erkekler başkasıyla yaşadıklarında sevdikleri şeyleri yapmak için daha fazla zamana sahip olurlar. 

Bir başka örnek, yaşlıların sahip oldukları arkadaş sayısıyla ne kadar memnun oldukları sorusudur. 

Kadınlar, ister yalnız ister başkasıyla yaşasınlar, sahip oldukları arkadaş sayısından her zaman daha memnunlardır. Fakat bu fark yalnız yaşadıklarında daha büyümektedir. Kadınların yüzde 71'i, ile erkeklerin sadece yüzde 48'i sahip oldukları arkadaş sayısından memnundurlar.

 

  • Erkekler Yalnızlıktan Hoşlanmıyor; Kadınlar ise Tam Tersi  

Kadınların erkeklerden daha fazla yalnızlıklarının tadını çıkardıkları yönünde bazı göstergeler var. Yalnız vakit geçirmekten hoşlanıp hoşlanmadıkları sorulduğunda, kadınların erkeklerden daha fazla yalnız vakit geçirmekten hoşlandıklarını söylemesi daha olasıdır. 

Boşandıktan Sonraki Hayatta Kimler Daha Mutlu?

5. Boşanan Kadın Neden Daha Mutlu?   

Kadınların bazen neden yalnız yaşadıklarında daha iyi durumda olduklarını kesin olarak bilmiyoruz. Bir olasılık, bir koca ve çocuk yerine yalnız yaşayarak kadınların geleneksel rol ve beklentilerden kurtulmasıdır. Artık bir aile için kısa süreli aşçı, temizlikçi ve çamaşır yıkayıcı değillerdir.

Egoların desteklenmesi ve incinmiş hislerin yatıştırılması gibi duygusal uğraşlardan kurtulurlar. Harcamış oldukları para için başkasına hesap vermek zorunda değildirler. Ayrıca, kocaların geleneksel olarak yaptıkları şeyleri nasıl yapacaklarını öğrenirler veya bu işler için birilerine para verirler veya yardım edecek başkasını bulurlar.

 

6. Tehlike Sinyalleri Ne Zaman Çalmaya Başlıyor?

Uzman Klinik Psikolog İhsan Öztekin ailelerin farklı görüşlerde olmasının evlilik kurumunun devamı için en büyük risk ve tehditlerin başında geldiğini belirterek bu durumu şu cümleyle örnekledi: “Avrupa’da evlilik tango gibidir, iki kişi arasında yapılır. Türkiye’de ise halay gibidir. Aileler arasında yapılır, sülaleler karışır. Öztekin, evlilikte tehlike sinyallerine işaret etti. 

Aileler çocukları belli bir yaşa geldikten sonra ısrarla evlenmelerini isterler, evlenmeleri için baskı yaparlar ama çocukları evlendikten sonra yine rahat bırakmazlar. Çocuklarının yaşantılarına karışmaya devam ederler.

Maddi durumlarından çalışma hayatlarına, tatillerinden ne zaman çocuk yapacaklarına, yedikleri içtikleri, gitmeleri gelmelerine kadar hayatlarının her alanlarına müdahale ederler.

Evlilikte, Ailelerin Çiftlere Müdahalesi Sorun Yaratabiliyor

  • Ailelerin farklı görüşlerde olması ilk tehlike sinyallerini veriyor

Asıl sorun bundan sonra belirir ve aileler arasında anlaşmazlık başlar. Ailelerin farklı görüşlerde olması, evlilik kurumunun devamı için en büyük risk ve tehditlerin başında gelir. Evlilikte yaşanılan sorunların ve boşanmaların nedenlerinin başında, aileler arası anlaşmazlıklar ve buna bağlı müdahaleler gelmektedir.

Kayınpeder-kayınvalide ile birlikte oturmak ya da aile apartmanı olarak aynı binada oturmak ailelerin müdahalesini kolaylaştırır. Ailelerin çocuklarının kurduğu hayata müdahale edip karışmasının başlangıçta iyi niyetli ve işleri kolaylaştırıyor gibi görünse de sonrasında işin içinden çıkılmaz hale getirebiliyor.

Evlilikte En Çok Hayal Kırıklığına Uğrayan Taraf Kadınlar

Evlilikte ebeveynlerimizle ilişkilerimizi sürdürmek genellikle faydalıdır. Ancak, aşağıdaki gibi faktörler mevcutsa sorunlar ortaya çıkar:

  • Eşlerden biri, karar vermede yardımcı olmak için ebeveynlerine çok fazla güvenir ve bu da diğer eşin kendini önemsiz hissetmesine neden olur.
  • Eşlerden biri, duygusal ihtiyaçlarının karşılanması için eşine değil, ebeveynine bakar ve bu da eşinin görmezden gelindiğini hissetmesine neden olur.
  • Eşlerden biri ebeveynleriyle olan evlilik çatışmasının ayrıntılarını açığa vurarak diğer eşin ihanete uğramış hissetmesine neden olur.

7. İlk Müdahale Genelde Erkek Tarafından Geliyor 

Evliliğe müdahale genelde erkek tarafının annesinden geliyor .Kız tarafı bu müdahaleyi daha sessiz ve el atından yapar. Tabii bunun yanında aileler arası ağır hakaretlere, karakolda ya da hastanede biten kavgalara da rastlanabilmektedir. Bu müdahaleler devam ettikçe en mutlu ailelerde bile ‘senin ailen şunu yaptı’ tartışmaları, karşılıklı öfkeye, suçlamalara ve boşanmaya kadar gidebilecek bir süreci tetikler.

  • Evlilik öncesi oluşan ön yargılar yarardan çok zarar veriyor 

Nasihatler de eşler arasında ön yargılar oluşturuyor ve yarardan çok zarar veriyor. Kıza ‘aman kızım o erkektir, sen alttan al, idare et’ telkinleri kızın evlilikte ezilmesine neden olurken, ‘aman kızım kayınvalideni uzak tut, her şeye karıştırma’ gibi telkinler de olumsuz ön yargılara neden olur. Erkek tarafının da ‘eşinin ipini sıkı tut, şımartma yoksa sözünü dinletemezsin, seni parmağında oynatır’ gibi nasihatler, evlilikte yanlış düşünce ve davranışların kapısını açar.

Aileler her şeyden önce çocuklarının artık büyüdüğünü, kendi başlarına karar verebileceklerini, evli olduğunu, aileden ayrı bir evde ve ayrı bir aile olarak, eşi ile birlikte yaşadığı gerçeğini kabul etmeliler.

  • Evli çiftin ilk sorumluluğu birlikte çekirdek aileyi korumaktır

Evli çift de müdahaleler karşısında kendi sınırlarını koymalıdır. Burada her birey kendi ailesine sınır koymaktan sorumludur. Bunu yaparken de ailesi ile saygı ilişkisini bozmadan, gerekirse konuşarak ya da uyararak yapabilmelidir. Mutlu ve sağlıklı bir evlilik için ailelerin müdahalesine izin verilmemelidir.

Evli çiftin ilk sorumlulukları eşi ile birlikte çekirdek aileyi korumaktır. Birbirlerine emrivaki yapmamalıdırlar. Bu nedenle kararlar da ortak verilmelidir. Örneğin, ‘canım, yarın akşam annemlere yemeğe gidelim mi, ne dersin’ gibi ortak karar alanına çeken iletişim tarzını benimsemeliler.

Sonuç olarak eşler, aileleri arasında ne sorunlar yaşanırsa yaşansın ve aileye ne kadar müdahale ederlerse etsinler, birbirlerini dinlemeli, kendi aralarında istişare etmeli ve ortak bir noktada buluşup harekete geçmelidirler. Bu tutum, sağlıklı ve mutlu bir evliliğin devamını da sağlayacaktır.

 

Konular :

evlilik hayatı, evlilik hayatında beklentiler, evlilik, boşanma kararı